yargıçlar o kadar sinirlenmişler ki çoğu, önce suçlu olduğu yönünde oy kullanmak yerine direkt ölmesi yönünde oy kullanmışlar. | Open Subtitles | والقضاة كانوا ثملين لذا أكثرهم صوّت لقتله |
"Anneler ve babalar ve hokkabazlar ve yargıçlar," | Open Subtitles | * الأمهات و الأباء * * والمشعوذون والقضاة * |
yargıçlar da oğlunuz için en iyi olana karar verecekler. | Open Subtitles | والقضاة يحددون ما هو أفضل لابنك |
Çünkü sözlerini bir avukat yazdı bestesini bir yargıç yaptı. | Open Subtitles | لأن المحامين كتبوا الكلمات والقضاة ألفوا اللحن |
Savcılar ve hakimler kendi pantolonlarını indirmeyi sevmezler. | Open Subtitles | محامو الإدعاء والقضاة لا يعجبهم أن يُحشَروا في حجز الزاوية |
Aynı düşünceyi paylaşan polis memurları yargıçlar, savcılar UMD ve FBI ajanları olduğunu gördüm. | Open Subtitles | عدد كبير من ضباط الشرطة والقضاة ومدعين الجرائم عملاء ادارة مكافحة المخدرات ومكتب التحقيقات الفيدرالي الذين يفكرون بنفس الطريقة إذا انتقلت بالتيمور من زوايا الشوارع إلى العالم الافتراضي |
Senatörler, kongre üyeleri, yargıçlar hariç. | Open Subtitles | هذا عدا أعضاء مجلس الشيوخ والقضاة... |
Polisler gider ve onu getirirler, ve yargıç ta onların yaptıklarını kutsar. | Open Subtitles | الشرطة تذهب وتحضرها له والقضاة سيباركوا لهم ما فعلوه |
Evet, yargıç bunun hassasiyetinde olacaktır. | Open Subtitles | نعم، والقضاة سيشعرون بهذا فأسلوب الكتابة رائع جدًا، ومرتب جدًا |
Polisler, hakimler, mahkemeler hepsi de dünyanın en güçlü suç örgütünün birer parçası. | Open Subtitles | الشرطة والقضاة جميعهم جزء من أكبر مشروع إجرامي في العالم |
mücadeleyi kolaylaştırdığını ve tüm bu nedenlerden dolayı, bazı savcılar, hakimler ve bölge savcılarının davaları mahkeme dışında düzeltici adalete yönlendirdiklerini görüyoruz. Böylece bazı suçlular sisteme bir daha hiç girmiyorlar. | TED | ولهذه الاسباب، نحن نرى النواب العامين والقضاة ومحامي الولايات يبدأون في تحويل القضايا خارج المحكمة وإلى العدالة التجديدية بحيث أن لا يمس بعض الأشخاص النظام بتاتاً. |