Bu dünyadaki her erkek ve kadın kendisini korumayı öğrenmeli İngiliz. | Open Subtitles | كل رجل وامرأة في العالم يحتاجون لمعرفة كيفية الدفاع عن أنفسهم |
Huronlar, düşmanlarının bütün erkek, kadın ve çocuklarını öldürür mü? | Open Subtitles | هل يقتل الـ هيرون كل رجل وامرأة وطفل من أعدائهم؟ |
Ama aslında, bir erkek ve bir kadın esas itibarıyla aynı yerde olduğunda o anda sahip oldukları duygusal ve işlevsel ihtiyaçlar çok benzerdir. | TED | لكن حين يجتمع رجل وامرأة غالباً، تكون حاجاتهما العاطفية والوظيفية حينها، متشابهة للغاية. |
Brixton'dan siyah bir adam, ve Hampstead Heath'dan beyaz bir kadınla ilgili. | Open Subtitles | فهو يقع في حوالي رجل أسود جميل من بريكستون وامرأة بيضاء من هامبستيد هيث. |
Her kadının ve erkeğin sadece birer çocuğa sahip olma hakkı var. Eğer üçüncü doğarsa, öldürülür. | Open Subtitles | كل رجل وامرأة مسموح لهم بطفل واحد إذا ُولد الثالث، فإنه ُيقتل |
Bunun üstüne, bir adamla bir kadını aynı odaya koydunuz. | Open Subtitles | فوق كل هذا، تضع رجل وامرأة في نفس الحجرة على هذا النحو |
Her gün tehlike anında ortaya çıkan erkekler, kadınlar ve evet, köpekler onlara dayanırlar. | Open Subtitles | كل رجل وامرأة , و ,اجل كلب الذي يظهر في اوقات الازمات مهما كان احتمال ان تنعكس الامور عليهم |
Evet, dostlarla ve ailenle hayatta olmak ve büyük, sağlıklı bir kadının seni sevmesiyle. | Open Subtitles | نعم، حيّا مع الاصدقاء والعائلة وامرأة كبية صحيّة لتحبّك |
Suç ortakları olan... adam ve kadın ölü bulundular. | Open Subtitles | .. الشركاء في الجريمة رجل وامرأة وقد عثر عليه ميتيّن |
Çok şanslı bi adam ve kadın 90 yldan çok yaşa | Open Subtitles | هذا هو محظوظ من الذكور وامرأة محظوظة يعيش أكثر من 90 سنة |
Tek bildiğim bu parçanın sonunda erkek, kadın, yani sadece erkek ve kadın herkesin tahrik olmasını istiyorum. | Open Subtitles | كل ما أعلم بأنني أريد الأعضاء الجنسية لكل رجلٍ وامرأة وحسنٌ, الرجل والمرأة فحسب, |
Her erkek, kadın ve çocuğun bu o....çocuğunun nasıl göründüğünü bilmesini istiyorum. | Open Subtitles | أريد من كل رجل وامرأة وطفل لنرى ما هذا ابن العاهرة يبدو. |
Garnizonda, yardımcı olmaya hazır 5000'den fazla kadın ve erkek askerim var. | Open Subtitles | لديّ أكثر من 5000 رجل وامرأة في هذا الموقع العسكري جاهزون للمساعدة |
Bu süre boyunca yaklaşık 8.000 erkek, kadın ve çocuğun kol ve bacakları kesilmiştir. | TED | وحوالي 8000 رجل وامرأة وطفل تم بتر أذرعتهم وأرجلهم أثناء ذلك الوقت. |
Ve Madam Curie, yeteneklerine rağmen oldukçe genç, tecrübesiz ve bir kadın olduğunu söylememe izin verin. | Open Subtitles | وسيدتي كوري، على الرغم من قدراتها المعترف بها هي إذا سمحتم لي أن أقول حتى الشباب عديمي الخبرة، وامرأة. |
Kaide üzerinde duran taş heykelin yanındaydık... klasik tarzda, bir adam ve bir kadın... yarım kalan hareketleri özel bir mânâ taşıyormuş gibi duran. | Open Subtitles | كنا قرب بعض الاشكال الحجرية على قاعدة صخرية رجل وامرأة في مشهد كلاسيكي من جمود تلك الايماءات , بدت تحمل بعض الاهمية |
Üç taneydi ama birini bir kadınla pilot aldı. | Open Subtitles | كانوا ثلاثة ولكن أخذ الطيّار وامرأة واحداً |
Her erkeğin, kadının ve çocuğun bu hükûmetin yalan söylediğini bilmesini istiyorum. | Open Subtitles | أريدُ أن يعلم كل رجل , وامرأة , وطفل أن هذه الحكومة كاذبة |
Yaşlı bir erkekle kadını tercih etmesinin bir sebebi olmalı. Pekala. | Open Subtitles | من الممكن انه اختار ذكر وامرأة كبار بالسن لسبب ما |
Bütün erkekler, kadınlar ve çocuklar tanıklık etsin | Open Subtitles | ليكن كلّ رجل وطفل وامرأة شهود |
Sorumluluk sahibi, tecrübeli, zeki bir kadının dış ülkelerde görüşlerimizi temsil edeceğini bilmek ona güvenmemiz için yeterli. | Open Subtitles | يمكننا ان نثق فيها مع العلم ان لدينا مسؤلية من ذوي الخبرة وامرأة عبقرية تمثل مصالحنا في الخارج |
Ben hem siyahiyim hem bir kadınım. | TED | أنا على حد السواء من أصولٍ إفريقية وامرأة. |
Başka bir boyuttan gelen beyaz güveler dünyamızı işgal edip her bir erkeğe, kadına ve çocuğa virüs bulaştırırken, olanları oturup izlemeyeceğim. | Open Subtitles | لن أقف موقف المتفرّج من أجل مزغب أبيض من العالم الآخر يغزو عالمنا ويتعدى على كل ما تبقى من رجل وامرأة وطفل |
Seni iş başında gördüm, çok zorlu bir kadınsın. | Open Subtitles | حسنا.. انا اراكِ مثيرة.. وامرأة هائلة |