"وبالتأكيد ليس" - Translation from Arabic to Turkish

• Hele de
• hiç olmaz
• hiç değil
• ve kesinlikle

Ulu orta yapmıyorlar ama, Hele de hoşlandıkları erkeğin önünde.
ليس علناً وبالتأكيد ليس أمام الرجال الذين يكنون مشاعر لهم

Yıllar sonra olacağını sanmıştım sadece. Hele de ikisinin aynı anda öleceğini asla.
إفترضت فقط أنني سأخسرهم في وقتٍ لاحق وبالتأكيد ليس كلاهما في نفس الوقت

Hele de suçlanan adam ölmüşse adaleti hiç görmüyoruz.
وبالتأكيد ليس إن كان الرجل غير حيٍّ ليدافع عن نفسه

Penis boyuyla hiç olmaz.
وبالتأكيد ليس بحجم القضيب

Ne yapmaya çalıştığını tahmin etmeye uğraştığım için de değil ve kesinlikle bir tür macera düşkünü olduğumdan hiç değil.
ليس لأني توتر وليس بسبب تخمينك الثاني وبالتأكيد ليس بسبب ادما من نوع ما

Hele hele yeni yetme bir New York'lunun hiç değil.
وبالتأكيد ليس مساعداً لمستجدة نيويوركية متغطرسه

Askeri işler yapıyorlardı, ahmak. ve kesinlikle seni de ilgilendirmiyor.
هذه شؤون جيش، أيها الأهبل وبالتأكيد ليس من شأنك أنت

pratik konuş, Mulder, Kuru günümüzde yok yeni ginede değil ve kesinlikle amerikada da değil.
متكلّم عمليا، مولدر، كورو لا يجد أكثر حتى، ليس في غينيا الجديدة وبالتأكيد ليس في الولايات المتّحدة

Hele de yeni hukuk öğrencilerini eğiten bir kadınsa cinayet işleyen.
وبالتأكيد ليس إن كنت امرأة مسؤولة عن تعليم جيل كامل من طلاب الحقوق

Ama masum birinin hele Hele de bir arkadaşın canını almamıştım.
"ولكنّي لا أقتل بريئاً قطّ، وبالتأكيد ليس صديقاً"

Bu emeklilik değil. Erken emeklilik hiç değil.
هذا لا يبدو تقاعداً، وبالتأكيد ليس تقاعداً مبكّراً.

Hele böyle düşünen ilk insan hiç değil.
وبالتأكيد ليس أول شخص يفكر بها

Bunları takip etmek benim işim değil ve kesinlikle pratiğimde bir insanı öldürmek yok.
ليست وظيفتي تتبع أماكنهم وبالتأكيد ليس من ممارساتي قتل أحد لذلك

Avukat değil, doktor değil ve kesinlikle polis de değil.
انه ليس محامي .. وليس طبيب وبالتأكيد ليس شرطي