Bir telefon rehberi bulduk. İçinde mermi ve mama bulabileceğimiz yerler var. | Open Subtitles | وجدنا دليل هاتف وبه أماكن يمكننا الذهاب لها، للبحث عن رصاصات ورضّعة |
Bir telefon rehberi bulduk. İçinde mermi ve mama bulabileceğimiz yerler var. | Open Subtitles | وجدنا دليل هاتف وبه أماكن يمكننا الذهاب لها، للبحث عن رصاصات ورضّعة |
Bir telefon rehberi bulduk. İçinde mermi ve mama bulabileceğimiz yerler var. | Open Subtitles | وجدنا دليل هاتف وبه أماكن يمكننا الذهاب لها، للبحث عن رصاصات ورضعات |
Kendi kendine patlayan mermi çekirdeği izleme, yer belirleme ve yok etme gücüyle ölümcül bir seçenek sunuyor. İşte bu güzelmiş. | Open Subtitles | الخرطوش ذاتي التفجير من أوسع وأعنف الأسلحة الموجودة, وبه نظام تتبع كامل |
Kendi kendine patlayan mermi çekirdeği izleme, yer belirleme ve yok etme gücüyle ölümcül bir seçenek sunuyor. | Open Subtitles | الخرطوش ذاتي التفجير من أوسع وأعنف الأسلحة الموجودة, وبه نظام تتبع كامل |
Kadın bir elektronik bir ajanda bulmuş. İçinde benim adım varmış. | Open Subtitles | عثرت إمرأة ما على منظّم إلكتروني وبه إسمي |
Yani siz, ayakları yere basan gerçekçi, aynı zamanda uçuk kaçık ve içinde büyülü robotlar olan bir çizgi film istiyorsunuz. | Open Subtitles | إذن تريدون برنامجاً واقعياً، وبه جنون ويمتلئ بالآليين السحريين؟ |
Milyonlarca, milyarlarca gezegenin içinde ne çok sıcak ne de çok soğuk olan, havası gün ışığı, suyu olan, Goldilocks gibi rahatlıkla yaşayabileceğimiz bir tane olmalı. | Open Subtitles | من ضمن ملايين الملايين من الكواكب فلابد من وجود واحد ليس حاراً ، ولا بارد كثيراً وبه هواء، وأشعة شمس، وماء |
İçinde periyodik tabloda olmayan bir metal bile var. | Open Subtitles | وبه هذا النوع من المعدن الغير معروف لدينا يعد |
Derler ki bu eski mağara yüzlerce yıllıktır ve içinde binlerce sır barındırır. | Open Subtitles | يقولون ان عمر هذا الكهف مئات الاعوام وبه آلاف الاسرار |
Biri içinde ufacık bir yüzük olan karides kokteyli mi siperiş etti? | Open Subtitles | هل طلب أحد خليط الروبيان وبه خاتم خطوبة صغير؟ |
Birisi içinde ufacık bir nişan yüzüğü olan karides kokteyli mi sipariş etti? | Open Subtitles | هل طلب أحد خليط الروبيان وبه خاتم خطوبة صغير؟ |
İçinde harika hayvanlar, çok iyi insanlar var! | Open Subtitles | وبه بعض الحيوانات الطريفة بداخله وبعض الأشخاص الرائعون أيضاً |
Telefonunu koltuğun altında bırakmış. İçinde bizden birinin bulması için bir videosu vardı. | Open Subtitles | لقد تركت هاتفها الخلويّ أسفل مقعد السيّارة، وبه رسالة مُصوّرة ليجدها أحدنا. |
Üç gün önce, birisi kapıma bir kutu bıraktı, içinde bir silah hiç tanımadığım birinin fotoğrafı vardı, benden onu öldürmemi istiyorlar. | Open Subtitles | منذ ثلاثة أيام، أحدهم قد وضع صندوق أمام عتبة بابي وبه مسدس وصورة لشخص لم أقابله يوما ويريدون مني قتله |
Kara kutuyu bir yere saklamışlar. İçinde gerçek kimliklerimiz var. | Open Subtitles | لقد خبأوا الصندوق الأسود بمكان ما، وبه هوياتنا الحقيقية، يجب أن نعرف مكانه |
Ve içinde bir kamera olsaydı, kendi fotoğrafını çekebilsen ve ayrıca bir telefon olsaydı? | Open Subtitles | و به كاميرا و تستطيع أن تأخذ به صورة لنفسك ، وبه أيضا تليفون |
Sağ tarafta Short North var; büyük restoranlar, mağazalar, etnik grupların mücadele içinde olduğu bir yer. | TED | وإلى اليمين حي "شورت نورث"، ذو الأعراق المتعددة، وبه مطاعم وأسواق جميلة تعاني |