"وتبتسم" - Translation from Arabic to Turkish

• gülümse
• gülümsüyor
• gülümsemeyle
• gülümser
• gülümserdi
• gülümsüyorlar

Kaşlarını kaldırıp biraz gülümse, işte böyle.
من الافضل أن ترفع حاجبيك وتبتسم قليلاً هكذا

Yüzüme bak, gülümse ve hayatta kal.
...وتنظر مباشرةً إلى وجهه ...وتبتسم ثم تنجو

Ona benzemiyor, ama bir şekilde o olduğunu biliyorum ve aşağıya, bana bakıyor, gülümsüyor.
لا تيدو مثلها ولكنني أعرف أنها هي تنظر إليّ في الأسفل وتبتسم

İnsanlara gülümsüyor, ellerini sıkıyor, merhaba diyordun...
ها أنت، تصافح الناس، وتبتسم وترحب

Seni elinde içki, yüzünde gülümsemeyle burada gördükçe midem bulanıyor.
رؤيتك هنا، والكأس بيدك وتبتسم تجعلني أشعر بالغثيان.

Dalgınca bir gülümsemeyle
وتبتسم بذهن شارد

Kraliçe düzgün bir şekile başını sallar gülümser ve elini sallar.
... الملكة يفترض أن تومئ كما ينبغي . وتبتسم ، وتلوح

Ama koridorda durup beğendiği bir şarkıyı söylediğinizde... size bakıp gülümserdi.
لكن إن وقفنا عند الباب ... وغنينا أغنيتها المفضلة كانت تنظر إلينا وتبتسم

Müzik çalmaya başladığı anda yunuslar zıplıyor ve gülümsüyorlar.
عندما تذهب إلى ذلك المكان تسمع الموسيقى الدلافين تقفز وتبتسم

gülümse, çekici ol, havalı ol.
وتبتسم وتبدو ساحرا ورائعا

Başla ve gülümse.
ـ يمكنك أن تمضي وتبتسم

Genç bir kız bana bakıyor, ve gülümsüyor.
..وشابة صغيرة جداً تتطلع إليَّ وتبتسم

Şu genç adamın yanında sevimli bir şekilde gülümsüyor.
ـ ـ ـ وتبتسم لهذا الرجل

Hiç konuşmuyor sürekli gülümsüyor!
إنها تبتسم وتبتسم فقط

Oğlun önemli bir şey olmadığını düşünürken sen bir gülümsemeyle geçiştiremezsin. Neyi?
...لايمكنك أن تقف هكذا وتبتسم, وإبنك - ماذا؟

İlk başta, insanları karşılar ve herkese gülümser.
أولاً ترحب بالناس وتبتسم فى وجوه الجميع

Gülüyorlar. Anne etrafına bakar ve gülümser.
إنهم يضحكون، الأم تنظر من حولها وتبتسم.

Balkona çıkardı. Bana gülümserdi.
كانت تخرج إلى الشرفة, وتبتسم لي.

Hep gülerdi ve gülümserdi.
كانت دائما تضحك وتبتسم

Size gülümsüyorlar
وتبتسم من أجلك