"وتتحدث" - Translation from Arabic to Turkish

    • konuşmak
        
    • konuşuyor
        
    • konuşuyorsun
        
    • konuşmuyorsun
        
    • konuşmalısın
        
    • konuşman
        
    • konuş
        
    • konuşup
        
    • konuşma
        
    • konuşarak
        
    • konuşurken
        
    • konuşmanı
        
    • konuşmaya
        
    • konuşsana
        
    • konuşursun
        
    Misa-Misa, Takada seninle akşam yemeği yiyip, kız kıza konuşmak istiyor. Open Subtitles ميسا ميسا ، تاكادا تريد تناول العشاء معك وتتحدث فتاة لـفتاة
    Beyaz gibi giyiniyor, siyah gibi konuşuyor ve Yahudi gibi araba sürüyorsunuz. Open Subtitles يعني أن لديك عيناي صغيرتان وترتدي كالبيض وتتحدث كالسود , وتقود كاليهود
    Biliyor musun, burada oturmuş, hayat hakkında sınırsız konuşuyorsun... ..kuralları yıkmaktan bahsediyorsun. Open Subtitles أنت تجلس هنا وتتحدث عن الحياة بدون حدود أنت تعلم وتكسر القواعد
    Neden dönüp Carla'yla konuşmuyorsun? Tamam derse Megan'ı getireyim. Open Subtitles لماذا لا تذهب للمنزل وتتحدث الى كارلا ، وان كانت بخير سأعيد ميجن
    Bence biriyle görüşüp bütün bunları konuşmalısın. Open Subtitles لا؟ أعتقد أنك تحتاج رؤية شخص ما وتتحدث معه حول كل هذا
    konuşman ve davranman dışında mı? Hiçbir şey. Open Subtitles بجانب الطريقة التي تتصرف وتتحدث بها لايوجد؟
    Şu anki hamlen biraz kafa yormak ve konuşmak olmalı. Open Subtitles خطوتك القادمه الآن ان تفكر قليلآ وتتحدث قليلآ
    Ziyaret edeceğim kadın, bütün gün oturup benimle konuşmak ister, fakat pencereden seni gösterip beni beklediğini söylersem, beni daha çabuk bırakır. Open Subtitles وهذه المراة التى سوف اراها ستريد ان تجلس وتتحدث معى طوال اليوم ولكن اذا استطعت ان اشير لك من النافذة واخبرها انك تنتظر
    evi pislik götürüyor ve o sanki çok normalmiş gibi konuşuyor Open Subtitles هي لا تطبخ أبداً ولا تنظّف المنزل وتتحدث ببذاءة
    Her şeyin yolunda olduğunu söyleyemem ama nefes alıyor, konuşuyor ve hareket ediyordu. Open Subtitles حسناً ,أنا لم أقول أن كل شئ أصبح على ما يرام لكنها كانت تتنفس وتتحدث وتتحرك
    Sevimlisin ve çok hızlı konuşuyorsun ama seni alt edebilirim. Open Subtitles أنت وسيم. وتتحدث بسرعة، لكن يمكنني التغلب عليك.
    Kulağına tutup konuşuyorsun ve uzaklarda, aynı alete sahip biri dediğini duyabiliyor. Open Subtitles إنّك تضعه قرب أذنك، وتتحدث إليه، وأحدهم في مكان بعيد مع نفس الشي يمكنه أن يسمع كلامك.
    Neden dönüp Carla'yla konuşmuyorsun? Tamam derse Megan'ı getireyim. Open Subtitles لماذا لا تذهب للمنزل وتتحدث الى كارلا ، وان كانت بخير سأعيد ميجن
    Dostum neden gidip onunla konuşmuyorsun ? Open Subtitles أيهاالرجل، لما لا تذهب فقط وتتحدث اليها؟
    Bu işe yarar. Ama yine de onunla adam gibi konuşmalısın. Open Subtitles أنت محق، هذا سيجدي نفعاً لكن مازال عليك أن تتحلى بالشجاعة وتتحدث إليها
    Açılıp benimle konuşman için sana güzel bir fırsat yarattım ama faydalanmadın. Open Subtitles لقد منحتكَ للتو مقدمّة جيدة لكي تنفتح وتتحدث إليّ، ولم تغتنمها.
    Sen arkana yaslanıp büyük perspektiften konuş söylediğin her şey dengeli ve yerinde olsun. Open Subtitles تجلس مستلقياً, وتتحدث من وجهة نظرك الواسعة الأفق.. والتي تعني, أن كل شيء تقوله لا يجانب الحقيقة
    Öylece sokakta yürüyen tanımadığın insanlara gidip öyle garip konuşup, sorular soramazsın. Open Subtitles أنت لا تستطيع أن تخرج و تتحدث .. مع اناس لا تعرفهم فى الشارع وتتحدث كما تفعل الأن و تسأل عن أشياء ..
    Ölene kadar onun yanında kalıp onunla konuşma fırsatın vardı. Open Subtitles لقد كنت تعايشها وتتحدث إليها كل يوم منذ أن ماتت
    Bu masada. Benimle arkadaşmışız gibi konuşarak. Open Subtitles علي هذه الطاولة وتتحدث إليّ كما لو أننا نوع من الأصدقاء
    Yabancı bir kadının yanında farklı bir dili konuşurken, farklı yemekler yerken, bu elbiseleri giyerken. Open Subtitles بجانب هذه المرأة الغريبة. وتتحدث هذه اللغة تتناول طعام غريب ، وترتدى هذه الملابس
    - Ona bakmanı istiyor konuşmanı istiyor, ancak bunu yapmayacaksın. Open Subtitles يريدك أن تنظر إليه وتتحدث إليه ولكنك لن تفعل ذلك
    Kendi kendine konuşmaya başladı ve kolları devamlı titriyor. Open Subtitles بدأ جسـدها يرتعش، وتتحدث إلى نفسهـا ويرتعش ذراعيهـا بشـدة.
    O kadar endişeliysen, Riley ile konuşsana. Open Subtitles ،انظر,لو انت قلقاً هكذا لم لا تذهب وتتحدث اليها فحسب؟
    Gidip onunla konuşursun diye konser salonunda bekliyor. Open Subtitles إنه في القاعة يتمنى أن تذهب إليه وتتحدث إليه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more