"وتدعو" - Translation from Arabic to Turkish

    • dua
        
    • davet
        
    • diyorsun
        
    Şu anda sevgiliniz yalnız, korkuyor ve biri hayatını kurtarsın diye dua ediyor. Open Subtitles الآن ، حبيبتك بمُفردها وخائفة وتدعو بأن يأتي إليها شخصاً ما لإنقاذ حياتها
    Yardım eder, umutlanır ve bir şeylerin olması için dua mı edersiniz? TED تعطي المساعدات وتتأمل وتدعو أن ينتج عنها شيء؟
    Silahlı bir adam aileni rehin alır, sen de kaçar ve saklanırsın, sonra da militanlar seni bulmadan gitsinler diye dua edersin. Open Subtitles مسلحون يأخذون عائلتك رهائن وأنت تختبئ وتدعو ألا يجدوك
    Şarkı yazarsan, arkadaşlarını davet etmelisin. Open Subtitles تعزف على بعض الاغاني, وتدعو بعض الاصدقاء
    Bezecikler diyorsun sonra da benim sıkı derime mi sübjektif diyorsun? Open Subtitles عقيدات؟ وتدعو الجلد المشدود قليل الموضوعيّة؟
    Var gücüyle dua ediyordu, başka kimseye bir şey hissedecek yer bırakmıyordu. Open Subtitles وتدعو بشدة لم يكن هناك متسع مكان للشعور بشيء آخر
    Bir yerde çok uzun süre sıkışıp kalınca olduğun yerden bir el bombası fırlatıp zıplamak ve dua etmek gerektiğine inanırım. Open Subtitles أعتقد لو بقى الشخص في مكان معين لمدة طويلة سيكون من الأفضل أن ترمي بقنبلة حيث تقف، ثم تقفز وتدعو ...
    Yürürken, hava çok yüksek sesle gürüldedi ama o hâlâ sessizdi ve duyulmamak için dua ediyordu. Open Subtitles كانت الرعد قوياً جداً وتردد صداه بينما كانت تسير لكنها كانت هادئة رغم ذلك وتدعو ألا يسمعها أحد
    ...ve sonra, dizlerinin üzerine çöküp adamlarımın yerin dibinden kazıp çıkaracağı şeyin senin bedenin olmaması için dua etmeye ne dersin? Open Subtitles ثم تنزل على ركبتيك وتدعو بأن ما يستخرجه رجالي من الأرض لن يكون
    Onu seven ve her gece onun için dua eden bir annesi olduğunu unutmayın. Open Subtitles ... ربما ستبلغهـ .. أنّهُ لديه أم تحبّه . وتدعو له في كل ليلة
    "Birlik olup, Millerlar için dua etme zamanı." Sonra ben... Open Subtitles الجملة "أن تقف بجانب بعضها "(وتدعو من أجل آل (ميلر
    Zor kazanılmış paranı yabancılara verip geri gelsin diye dua ediyorsun. Open Subtitles وتدعو أن يعود. أعرف أنني شربت الكثير،
    İster uyuşturucu kaçakçılığı yapın isterseniz arkadaşınızı kurtarmak için silah pazarlığına girişin malı gizleyip dua ederek paçayı kurtaramazsınız. Open Subtitles {\cH318BCB\3cH2A2AAB} سواء كنت تهرب مخدرات {\cH318BCB\3cH2A2AAB} أو تبيع سلاح أو تنقذ صيق {\cH318BCB\3cH2A2AAB} لا يمكن أن تخفي البضاعة وتدعو بالنجاة
    Ve Rama'ya dua ediyor. Open Subtitles وتدعو رام.
    dua etmek için yeterli bir zaman. Open Subtitles وتدعو ربك
    Eserleri genellikle ırk, cinsiyet, sınıf ve kabiliyet temelindeki ayrımcılık gibi dünyanın can sıkıcı özelliklerini ele alır ve okuyucuyu yeni bağlamlarda onların üzerine kafa yormasına davet eder. TED أعمالها غالبًا ما كانت تناقش صفات العالم المحبطة مثل التمييز ضد اﻷشخاص حسب انتمائهم العرقي، الجنسي، الاجتماعي أو إعاقتهم، وتدعو القارىء للتفكير بها ضمنَ سياقٍ جديد.
    Onu arayıp davet edebilir misin? Open Subtitles هلّ بإمكانك أن تتصلى وتدعو نفسك ؟
    Ve birkaç arkadaş davet etmesi. Open Subtitles "وتدعو بضعة أصدقاء"
    Alçak herif! Kalk yataktan! Bir de kendine arkadaş mı diyorsun? Open Subtitles وقح انهض وتدعو نفسك صديق؟
    Sen şimdi kendine ormanın kralı mı diyorsun? Open Subtitles وتدعو نفسك ملك الأدغال
    Sen de kendine örnek insan mı diyorsun? Open Subtitles وتدعو نفسك بالقدوه؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more