"وتركته" - Translation from Arabic to Turkish

    • bıraktın
        
    • izin verdim
        
    • izin verdin
        
    • izin mi
        
    • bıraktım
        
    • terk
        
    • ettim
        
    • terkettiğin
        
    Altını aldın ve onu orada bıraktın, değil mi? Open Subtitles أخذت الذهب أخذت الذهب، وتركته هناك، اليس كذلك؟
    Dagmer'ın boğazlarını kesmesine cesetlerini yakmasına izin verdim. Open Subtitles لقد تركت خنجراً ينحر عنقهم وتركته هو يحرق الجثث
    Neler yaptığını bilmene rağmen gitmesine izin verdin ve o da karısını öldürdü. Open Subtitles ومع ذلك، أنت تعرِف ما الذي فعله وتركته يذهب، وقام هو بِقتلِ زوجتِه
    Demek kötü adamımızdan erken davrandın ve bir şekilde onu iş üstünde yakaladın ve kaçmasına izin mi verdin? Open Subtitles إذاً فقد فاجأت المجرم، وبطريقة ما وهو متلبس بجريمته، وتركته يهرب؟
    Ayrıca en iyi arkadaşlarından birini ölümüne dövüp öylece bıraktım. Open Subtitles كما أنّي ضربت أحد أصدقائها الأعزّ حتّى أغشيته وتركته للموت
    Güvertede bir yerde gizlice doğururlar... ve sonra da onu gemide terk ederler beslenecek başka bir boğaz! Open Subtitles لابد أن إمراة انجتبه سراً وتركته فى مكاناً ما على الباخرة وها هم يتركون على الباخرة فماً جديداً يريد طعاماً
    Aslında dün gece yapmam gerekiyordu ama iptal ettim. O yüzden... Open Subtitles ..كان المفروض ان اقوم به البارحة وتركته لذا
    Demek Locke'u vurup, ölüme terkettiğin yer burası. Open Subtitles اذن هذا هو المكان الذي أطلقت فيه على لوك وتركته ليموت؟
    Lütfen, Onu Fort Lauderdale'e gönderdin ve haftalarca orada bıraktın. Open Subtitles رجاء، أنت أرسلته إلى حصن لودريدال وتركته هناك لأسابيع
    Demek onu buldun, sakladın, serbest bıraktın ve vurulduğunu gördün. Open Subtitles وجدته في القبو وتركته يرحل بعد يوم واحد ثم أطلق النار عليه ؟
    Geçen gece dışarıdayken de onu bıraktın. Open Subtitles وتركته وحيداً هنا حينخرجتتلكالليلة..
    Sadece bir çekirgeyi... boyanın içinde batırdım... ve ölene dek sürünmesine izin verdim. Open Subtitles لقد أغرفت وحسب جندبا في الطلاء وتركته يزحف على الورق حتّى يموت
    Az önce hayatımı kurtarmıştı ve ben de kendi hayatını mahvetmesine izin verdim. Open Subtitles لقد أنقذ حياته وتركته يفسد حياته
    Elimdeydi ve gitmesine izin verdim! Open Subtitles كان لدى وتركته يذهب
    Onu ele geçirmiştin ve gitmesine izin verdin. Şimdi onu yeniden bul. Open Subtitles كان تحت ناظريك وتركته يهرب والآن إعثر عليه
    Kendini savunamıyorsun. Sana köpek gibi davranmasına izin verdin. Open Subtitles لا يمكنك حتى أن تدافع عن نفسك وتركته يعاملك مثل الكلب
    Yani Avatar buradaydı ve sen sıvışmasına izin verdin? Open Subtitles حسنا، فالافاتار كان هنا وتركته ليهرب بعيدا؟
    Seni salak, öylece durup sana vurmasına izin mi verdin yani? Open Subtitles أنت ندل، وقفت هناك وتركته يضربك?
    Yanlış çocuğun kafasını kestiler ve diğerinin gitmesine izin mi verdiler? Open Subtitles لقد أعدموا الفتى الخاطيء وتركته يذهب؟
    İdamını emretti ve ölmesi için onu duvarların dışında bıraktım. Open Subtitles وقالت إنها أمرت بإعدامه، وتركته خارج أسوار للموت.
    Yerden yakşalık bir metre yüksekteydi ve bilgisayara hızlı bir internet bağlantısı kurdum, çalıştırdım ve o şekilde bıraktım. TED قمت بِوَصْلِهِ بأنترنت عالية السّرعة -- وهو على عُلوّ نحو ثلاثة أقدام -- قمت بتشغيله وتركته هناك.
    Gemide bebek doğur... ve sonra da onu güvertede terk et beslenecek başka bir boğaz Open Subtitles لابد أن إمراة انجبته سراً وتركته فى مكاناً ما على الباخرة وها هم يتركون على الباخرة فماً جديداً يريد طعاما
    Evet, fark ettim, kelepçeliydi. Open Subtitles وتركته هناك نعم، لقد لاحظت ، مكبل اليدين
    Demek Locke'u vurup, ölüme terkettiğin yer burası. Open Subtitles هنا حيث أطلقت الرصاص على لوك وتركته يموت، ها؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more