Müthiş biri o. Evli bir erkekten daha iyisini hak ediyor. | Open Subtitles | إنها مذهلة وتستحق أكثر من علاقة قصيرة مع رجل متزوج |
Bence sizin gibi salakların konuşmalarınızdan daha çok şey hak ediyor. | Open Subtitles | وتستحق نوع من الإحترام بدلاً من الإستهزاء بها |
Onun o muazzam kalçaları biraz saygıyı hak ediyor. | Open Subtitles | فلديها فخذان ممتلآن، وتستحق القليل من الاحترام. |
Eğlenmeyi hak ediyorsun. Öyle değil mi? Zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | وتستحق ليلة ممتعة ألا تظنين ؟ أحتاج خلوة |
Eğer farkında değilsen söyleyeyim sen aptalsın ve ulusal yarışmaları kaçırmayı hak ediyorsun. | Open Subtitles | لو كان هذا أمر جديد لك فأنك ساذج وتستحق أن لا تحضر المنافسات الوطنية |
Bir çöp parçası gibi yakıldı ve sen de aynı acıyı yaşamayı hak ediyorsun. | Open Subtitles | احترق كقطعة قمامة، وتستحق الشعور بذات الألم. |
Yani araç paylaşma fikrinin güvenli ve denemeye değer olduğuna güvenmek zorundasınız. | TED | ولذلك، عليكم أن تثقوا بأن فكرة مشاركة الركوب هي آمنة وتستحق المحاولة. |
Sizi papazla geçiyor, beyefendi, ve ödülünü hak ediyor. | Open Subtitles | إنها تنتصر عليك بالملك, سيدي, وتستحق غنيمتها. |
O iyi bir kadın. - Önem verilmeyi hak ediyor. | Open Subtitles | إنها امرأة طيبة وتستحق أن تُؤخذ بعين الاعتبار |
Çok şey yaşadı. - Biraz eğlenmeyi hak ediyor, değil mi? | Open Subtitles | أنظر أليها، لقد مرت بضروف صعبة وتستحق القليل من الفرح |
Kız bu sefer farklı görünüyor. Senin ona verebileceğinden fazlasını hak ediyor. | Open Subtitles | إنها مختلفة هذه المرة وتستحق أكثر مما يمكنك منحها. |
Yunanistan'ın en prestijli enstitülerinden biri olan Atina Akademisi ona bir cesaret ödülü verdi, ve o tüm bu övgüyü hak ediyor, ve o ikinci bir şansı hak ediyor. | TED | " اكاديمية أثينا" واحدة من افضل المعاهد اليونانية أعطتها "وسام الشجاعة"، وهي تستحق كل ذلك المدح، وتستحق فرصة ثانية. |
O çok güzel bir ömür sürdü ve saygınlığıyla ölmeyi hak ediyor. | Open Subtitles | - لقد عاشت حياة عظيمه وتستحق الموت بكرامة |
O hala bir yaratık ve ölmeyi hak ediyor. | Open Subtitles | إنها لا تزال وحشًا وتستحق الموت |
Ama cidden, seninle gurur duyuyorum, seni seviyorum ve sen kesinlikle bunu hak ediyorsun. | Open Subtitles | لكن بجد... أنا فخور بك، وأحبك، وتستحق هذا كليا. |
Tamam mı ? Daha iyisini yapabilirsin hak ediyorsun | Open Subtitles | أنت أفضل من هذا وتستحق أفضل منها يا "كيرك" |
Gerçekten harika birisin ve mutlu olmayı hak ediyorsun. | Open Subtitles | أنت شخص رائعٌ وتستحق أن تكونُ سعيداً. |
Enteresansın hoşsun, ve bunu sonuna kadar hak ediyorsun. | Open Subtitles | ،أنت مثير للإهتمام ،أنت مبهج وتستحق هذا |
Ama çok gençsin. İkinci bir şansı hak ediyorsun. | Open Subtitles | ولكنك لا تزال شاباً وتستحق فرصة ثانية |
Ve bunu fazlasıyla hak ediyorsun. | Open Subtitles | وتستحق الكثير جدا ً |
Bu karmaşık dünyaları inanılır, anlaşılır, ve keşfetmeye değer yapan da budur. | TED | وهذا مايجعل هذه العوالم المعقدة قابلة للتصديق وشاملة وتستحق الاستكشاف. |