"وتعمل" - Translation from Arabic to Turkish

    • çalışıyorsun
        
    • çalışmak
        
    • Önünüze
        
    • Önüne
        
    • çalışmaya
        
    • çalışmıyorsun
        
    • çalışır
        
    • çalışmalısın
        
    • çalışıyor
        
    • çalışabilirsin
        
    Buralarda görülmüş en büyük cinayet davalarından birine bakıyorsun... ve yalnız çalışıyorsun. Open Subtitles أنت تترافع في أكبر قضايا القتل في هذه الولاية وتعمل بمفردك
    Saat 5'e kadar maaş alıyorsun, 5'e kadar çalışıyorsun. O kadar. Open Subtitles تستيقض في الخامسة، وتعمل حتى الخامسة مساءا، لا تأخير.
    İyi sevmek ve iyi çalışmak için, bilgeliğe ihtiyacınız vardır. TED ولكي تحب بإخلاص .. وتعمل بإخلاص فانت تحتاج الحكمة
    İşinden istifa edip Tabii Kaynakları Koruma Komisyonu'nda çalışmak istiyorsan bunu hemen yapman gerekiyor. Open Subtitles لو ترغب بالإستقالة من وظيفتك، وتعمل الآن في جمعية الإنقاذ القومي إذن عليك القيام بهذا الآن
    Önünüze gelen işleri yapmaya başlarsınız. Open Subtitles وتعمل في أي عمل يأتي إليك
    Hükümetin daha sürdürülebilir enerji kaynaklarının Önüne geçerek petrol temelli bir ekonomiyi desteklediğini varsayalım. Ve tüm bu zaman sonucun kirlilik, savaş ve yükselen fiyatlar olacağını bilerek. TED لنفترض أن الحكومة تدعم اقتصاداَ قائماً على النفط وتعمل على تثبيط تطوير الاشكال المستدامة من الطاقة مع علمها بأن ماتفعله سيؤدي للتلوث و الحروب ,و زيادة التكاليف
    Alex, istediğin zaman geri gel ve benimle çalışmaya devam et. Open Subtitles يمكنك ان تعود يا اليكس وتعمل من اجلي فى اي وقت
    Neden sessizce buradan uzayıp bu konu üzerinde çalışmıyorsun? Open Subtitles لماذا لا تذهب بعيدا وتعمل على ذلك بهدوء ؟
    Mesele, miselyumun sadece ormandaki farklı bireylere bağlanması değil, aynı türden bireyler haricinde huş ağacı ve göknar gibi türlere bağlanması. Bu bir tür Internet gibi çalışır. TED وليس هذا فحسب، يربطُ الغزل الفطري أفراداً مختلفة في الغابة. أفرادٌ ليسوا فقط من نفس النوع، لكن من بين الأنواع، مثل البِتيولا والشوح، وتعمل كنوع مثل الإنترنت.
    Kim olursan ol, ne olursan ol bir şeyi elde etmeyi çok isteyip elindekilerle çalışmalısın. Open Subtitles عليك فقط أن تمضي قُدماً، وتعمل بالذي لديك
    Annenlerin evinde kalıp benim için çalışıyorsun ve çocuğunu mu doğuracaktım? Open Subtitles تعيش مع والديك وتعمل لدىّ وأنا كنت أفكر أن أنجب لك طفلاً ؟
    Annenlerin evinde kalıp benim için çalışıyorsun ve çocuğunu mu doğuracaktım? Open Subtitles تعيش مع والديك وتعمل لدىّ وأنا كنت أفكر أن أنجب لك طفلاً ؟
    Ve şimdi Brooklyn'de yaşıyor ve çalışıyorsun. Hoş geldin. Open Subtitles والآن تعيش وتعمل في بروكلين أهلاً بك مجدداً هنا
    Aynı anda hem yiyip hem çalışmak iyi değil. Open Subtitles إنه ليس من الجيد بأن تأكل وتعمل في نفس الوقت
    "çalışmak için yaşamak mı yaşamak için çalışmak mı" neydi o söz? Open Subtitles أنت تحيا لتعمل، وتعمل لتحيا، أليست تُقال هكذا؟
    Önünüze gelen işleri yapmaya başlarsınız. Open Subtitles وتعمل في أي عمل يأتي إليك
    Önünüze gelen işleri yapmaya başlarsınız. Open Subtitles وتعمل في أي عمل يأتي إليك
    Önüne gelen işleri yaparsın. Open Subtitles وتعمل في أي عمل يأتي إليك.
    Biz bazı şeyleri harekete geçirip, aydınlatıp ve çalışmaya geçiriyoruz, sadece düşünce gücümüzü kullanarak. TED كنا نجعل الأشياء تتفعل وتضيء وتعمل بالتفكير فقط
    Komedisi zordur, Neden benim için çalışmıyorsun? Open Subtitles مهلاً، لمَ لا تأتي وتعمل معي ؟
    Bu benim kızım Sarina. Gençtir ve katır gibi çalışır. Open Subtitles هذه ابنتي سارينا إنها شابة، وتعمل مثل البغل
    Şimdi, boşandı ve bitkilerle çalışıyor, evi yine de şüpheli bir şekilde bitki ve yaşayan diğer şeylerden yoksun. Open Subtitles هي الآن مطلقة، وتعمل في أمور النبات ومع هذا بيتها وبشكلٍ غريب خالٍ من النباتات أو أي كائن حي
    Gidip başka bir yerde de çalışabilirsin. "Özgür basın"? Open Subtitles إنها بلاد كبيرة فيها صحافة حرة يمكنك أن تذهب وتعمل في مكان آخر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more