Ev arkadaşım tatlarının cennetten düşme birer parça gibi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | زميلتي في الغرفة وتقول أنها طعم مثل قطرات صغيرة من السماء. |
Hemen bir bahane buldu ve herşeyi gördüğünü, söyledi. | Open Subtitles | لذا تنتزع قدميها جرياً وتقول للشرطي انا رأيت كل شئ |
Gözünü dikip bakıyor ve bağırarak, önemsediğini söylüyorsun ama adil değilsin, çiftleşmek istiyorsun. | Open Subtitles | تحدق وتصرخ وتقول بأنك تهتم لكنك غير منصف، تريد زوجان |
Ve onca zaman boyunca asıl seni göremedi diyorsun öyle mi? | Open Subtitles | وتقول بأنها طيلة هذا الوقت سوياً ولم تعرف حقيقة من تكون؟ |
Ona tekrar cüzamlı olmak istediğini söyle o zaman. | Open Subtitles | لمَ لا تذهب وتقول له أنك تريد أن تعود مجذوماً؟ |
Haftada bir kez kocasına şunları söyler: Ev ve çocuklar için yaptığım şeyler adına bana teşekkür etmeni gerçekten çok isterim. | TED | مرة كل أسبوع تقابل زوجها وتقول له: "أريد منك أن أن تشكرني على كل ما قمت به في البيت ومع الأطفال" |
Bir yerinde Dick'i nasıl hallederiz yazıyor mu? | Open Subtitles | وعادت الصخرة إلى قطعة واحدة كما أرى وتقول أن هناك طريقة.. |
0rada durup "lanet olsun" diye düşünmüyor musun? Hayır, düşünmüyorum. | Open Subtitles | انت لم تجلس وتقول اووه اللعنة لا , لن افعل |
Radyo Paasikivi'nin Moskova'dan dönmekte olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وتقول الإذاعة أن باسيكيفي هو العودة إلى موسكو. |
Karınız yine telefonda. Acil olduğunu söyledi. | Open Subtitles | زوجتك على الهاتف مجدداً، وتقول إن الأمر طارئ |
Nina öğleden sonra hiç uğramadığını söyledi. | Open Subtitles | وتقول نينا انه لم يتواجد طوال فترة ما بعد الظهر |
Ve toplamda bundan daha az beklediğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | لكنك لديك ميزانية تقدر بمليون دولار او 3 ارباع المليون وتقول بأنك تتوقع اقل من ذلك ارباح؟ |
lşık yanınca kalkıp, isimini ve numaranı söylüyorsun. | Open Subtitles | كل ساعة عندما يشعل الضوء ستقف مقابل الكاميرا تقف منتصبا وتقول اسمك ورقمك |
Nasıl öpmeyi seversin diyorum ve sen saçma mı diyorsun? | Open Subtitles | أسألك عن القبلة التي تفضّلها وتقول إنه أمر سخيف؟ |
Ve şimdi söylediklerinin tam tersini söyle Bart, Lisa, buraya gelin. | Open Subtitles | وتقول عكس كل شيء قلته الآن، أطفال، تعالا إلى هنا |
"Salınır salınır kalp salınır, söyler kalp söyler kimin sevgilisisin...?" | Open Subtitles | تتأرجح قلوبنا من اجلك وتقول انت حبيبتنا ؟ |
Senin o ucuz sürtüklerle dolu çaktıklarım listende adımın yanında bir parantez var ve içinde "O gece herkesle birlikte gidebilirdi!" yazıyor. | Open Subtitles | هناك علامة بجانب أٍسمي تشع وتقول هي سوف تذهب الى البيت |
Ve hemen yanıma gelip "Benim için de bardağın var mı?" diye sorar. | Open Subtitles | واللعنة، إذا لم تأتي بالقرب مني وتقول هل احضرت كأس إضافي من أجلي؟ |
Ve şöyle der, "Yapmaları gerekse bile neden teşekkür etmeyeyim ki" | TED | وتقول "ولم لا أشكرهم حتى ولو كانوا مجبرين على القيام يها." |
- Onunla konuşmanın bir yolunu bulmalıyım. - Ee ne diyeceksin? | Open Subtitles | ـ يجب أن أفكر في طريقة للتحدث معها ـ وتقول ماذا؟ |
Burada yazdığına göre, bu şirket bu etkinlikler yüzünden İtalya'da kapatılmış. | Open Subtitles | وتقول ان هذه الشركة تم طردها من إيطاليا بسبب تلك الأنشطة |
Buraya gelip, söyleyeceğini söyledin ama bu arada yemeğimi böldün. | Open Subtitles | والآن تأتي هنا وتقول مايجب عليك قوله وتقطع تناول وجبتي |
Sen burada bu şeylerle otururken, benim görevimi unuttuğumu nasıl söylersin? | Open Subtitles | كيف يمكنك الجلوس بين هذه الأشياء وتقول لى أنى أنا من خسر المهمه ؟ |
Ingrid daha fazla dudak parlatıcısı sürdü. Ve Arthur'a gidip dedi ki: | Open Subtitles | انقريد تضع المزيد من ملمع الشفاه بعد ذلك ستقترب من ارتور وتقول: |
Taşıması gereken kutular olduğunu söyleyecek. Daha önce de yaptı bunu. | Open Subtitles | وتقول بأن لديها صناديق للإفراغ من سيارتها، شيء ستنجزه قبل ذلك |