"وتقول" - Translation from Arabic to Turkish

    • söyledi
        
    • söylüyorsun
        
    • diyorsun
        
    • söyle
        
    • söyler
        
    • yazıyor
        
    • diye
        
    • der
        
    • diyeceksin
        
    • göre
        
    • ve "
        
    • söyledin
        
    • söylersin
        
    • dedi
        
    • söyleyecek
        
    Ev arkadaşım tatlarının cennetten düşme birer parça gibi olduğunu söyledi. Open Subtitles زميلتي في الغرفة وتقول أنها طعم مثل قطرات صغيرة من السماء.
    Hemen bir bahane buldu ve herşeyi gördüğünü, söyledi. Open Subtitles لذا تنتزع قدميها جرياً وتقول للشرطي انا رأيت كل شئ
    Gözünü dikip bakıyor ve bağırarak, önemsediğini söylüyorsun ama adil değilsin, çiftleşmek istiyorsun. Open Subtitles تحدق وتصرخ وتقول بأنك تهتم لكنك غير منصف، تريد زوجان
    Ve onca zaman boyunca asıl seni göremedi diyorsun öyle mi? Open Subtitles وتقول بأنها طيلة هذا الوقت سوياً ولم تعرف حقيقة من تكون؟
    Ona tekrar cüzamlı olmak istediğini söyle o zaman. Open Subtitles لمَ لا تذهب وتقول له أنك تريد أن تعود مجذوماً؟
    Haftada bir kez kocasına şunları söyler: Ev ve çocuklar için yaptığım şeyler adına bana teşekkür etmeni gerçekten çok isterim. TED مرة كل أسبوع تقابل زوجها وتقول له: "أريد منك أن أن تشكرني على كل ما قمت به في البيت ومع الأطفال"
    Bir yerinde Dick'i nasıl hallederiz yazıyor mu? Open Subtitles وعادت الصخرة إلى قطعة واحدة كما أرى وتقول أن هناك طريقة..
    0rada durup "lanet olsun" diye düşünmüyor musun? Hayır, düşünmüyorum. Open Subtitles انت لم تجلس وتقول اووه اللعنة لا , لن افعل
    Radyo Paasikivi'nin Moskova'dan dönmekte olduğunu söyledi. Open Subtitles وتقول الإذاعة أن باسيكيفي هو العودة إلى موسكو.
    Karınız yine telefonda. Acil olduğunu söyledi. Open Subtitles زوجتك على الهاتف مجدداً، وتقول إن الأمر طارئ
    Nina öğleden sonra hiç uğramadığını söyledi. Open Subtitles وتقول نينا انه لم يتواجد طوال فترة ما بعد الظهر
    Ve toplamda bundan daha az beklediğini mi söylüyorsun? Open Subtitles لكنك لديك ميزانية تقدر بمليون دولار او 3 ارباع المليون وتقول بأنك تتوقع اقل من ذلك ارباح؟
    lşık yanınca kalkıp, isimini ve numaranı söylüyorsun. Open Subtitles كل ساعة عندما يشعل الضوء ستقف مقابل الكاميرا تقف منتصبا وتقول اسمك ورقمك
    Nasıl öpmeyi seversin diyorum ve sen saçma mı diyorsun? Open Subtitles أسألك عن القبلة التي تفضّلها وتقول إنه أمر سخيف؟
    Ve şimdi söylediklerinin tam tersini söyle Bart, Lisa, buraya gelin. Open Subtitles وتقول عكس كل شيء قلته الآن، أطفال، تعالا إلى هنا
    "Salınır salınır kalp salınır, söyler kalp söyler kimin sevgilisisin...?" Open Subtitles تتأرجح قلوبنا من اجلك وتقول انت حبيبتنا ؟
    Senin o ucuz sürtüklerle dolu çaktıklarım listende adımın yanında bir parantez var ve içinde "O gece herkesle birlikte gidebilirdi!" yazıyor. Open Subtitles هناك علامة بجانب أٍسمي تشع وتقول هي سوف تذهب الى البيت
    Ve hemen yanıma gelip "Benim için de bardağın var mı?" diye sorar. Open Subtitles واللعنة، إذا لم تأتي بالقرب مني وتقول هل احضرت كأس إضافي من أجلي؟
    Ve şöyle der, "Yapmaları gerekse bile neden teşekkür etmeyeyim ki" TED وتقول "ولم لا أشكرهم حتى ولو كانوا مجبرين على القيام يها."
    - Onunla konuşmanın bir yolunu bulmalıyım. - Ee ne diyeceksin? Open Subtitles ـ يجب أن أفكر في طريقة للتحدث معها ـ وتقول ماذا؟
    Burada yazdığına göre, bu şirket bu etkinlikler yüzünden İtalya'da kapatılmış. Open Subtitles وتقول ان هذه الشركة تم طردها من إيطاليا بسبب تلك الأنشطة
    Buraya gelip, söyleyeceğini söyledin ama bu arada yemeğimi böldün. Open Subtitles والآن تأتي هنا وتقول مايجب عليك قوله وتقطع تناول وجبتي
    Sen burada bu şeylerle otururken, benim görevimi unuttuğumu nasıl söylersin? Open Subtitles كيف يمكنك الجلوس بين هذه الأشياء وتقول لى أنى أنا من خسر المهمه ؟
    Ingrid daha fazla dudak parlatıcısı sürdü. Ve Arthur'a gidip dedi ki: Open Subtitles انقريد تضع المزيد من ملمع الشفاه بعد ذلك ستقترب من ارتور وتقول:
    Taşıması gereken kutular olduğunu söyleyecek. Daha önce de yaptı bunu. Open Subtitles وتقول بأن لديها صناديق للإفراغ من سيارتها، شيء ستنجزه قبل ذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more