"وثمة" - Translation from Arabic to Turkish

    • vardır
        
    • Ve bir
        
    • bir de
        
    • de var
        
    İnsanlarım arasında sabahın iyi haberler getirdiğine dair bir inanç vardır. TED وثمة اعتقاد بين أبناء شعبنا أن الصباح يجلب أنباء طيبة.
    Bazı çok tehlikeli virajlar vardır. Open Subtitles طريق مرتفع للغاية. وثمة منعطفات غريبة به
    Şimdi size soruyorum: yolun ortasında dikilseniz Ve bir araba TED حسناً٫ دعوني أسألكم، ماذا يحدث حين تقفون في منتصف الطريق وثمة سيارة
    Ve bir şeyler bana muhteşem bir başrol oyuncusu olacağını söylüyor. Open Subtitles وثمة شيء يخبرني بأنه سيكون مثالياً في دور البطولة
    Bir tane de radyo satan var bir de arkamdaki çizgili gömlekli. Open Subtitles ثمة واحد آخر يبيع المذياع. وثمة واحد آخر خلفي يرتدي قميصاً مقلّماً.
    Güney tarafında bir de Oniki Serçe Parmaklı Ping var. Open Subtitles ذلك صحيح وثمة شخص آخر بأصبعين اضافيين في الجهة الجنوبية
    Ekstra donutlar Ajan Cooper için ve kafeinsiz kahve de var. Open Subtitles ثمة كعكات هلام إضافية للعميل "كوبر" وثمة قهوة بدون كافيين إضافية
    Öldürmeyle yüzleşmenin üç basit yolu vardır. Open Subtitles ... وثمة ثلاث طرق لقتل الثور، أولاً من الأمام ...
    Birisinin babasından miras alabileceği bazı şeyler vardır. Open Subtitles وثمة بعض الأمور يمكن أن ترثها من والدك
    O acıda oldukça fazla enerji vardır. Open Subtitles وثمة الكثير من الطاقة في هذا الألم.
    Katiller vardır, katiller vardır. Open Subtitles ثمة قتلة، وثمة قتلة.
    Ve orada oturan çıplak bir papaz vardır. Open Subtitles - - وثمة كاهن يجلس عارياً، وهو
    bir de Pazzi'lerin en ünlüsü vardır: Francesco. Open Subtitles وثمة أكثر أشهر فرد من آل (باتزي) على الإطلاق، (فرانشيسكو)
    Bir tane radyo satan var Ve bir tane de arkamda var, çizgili gömlekli olan. Open Subtitles ثمة واحد آخر يبيع المذياع. وثمة واحد آخر خلفي يرتدي قميصاً مقلّماً.
    Hem gözlerden uzak. bir rıhtım var, bir kayık Ve bir iskele, ve oraya kocaman bir tabela asarız. Open Subtitles إنه معزول وثمة مرفأ وزورق وممر على الماء
    O benim kızım Ve bir şey onu öldürmeye çalışıyor. Open Subtitles إنها ابنتي وثمة شيء ما يحاول قتلها.
    Ve bir tek doğru zamanı. Open Subtitles وثمة وقت وحيد مناسب لذلك
    Bu sırada -- evet bir de "bu sırada" var -- Bu sırada, minimalist yaşam düşüncesini benimseyeceğiz ve harcamalarımızda büyük kesintilere gideceğiz. TED في الوقت ذاته، وثمة ما نفعله في الوقت نفسه، علينا أن نتكيف مع المستوى المعيشي المنخفض وعلينا تقليص نفقاتنا بشكل كبير.
    - Güzel. bir de el feneri var. Bunu ve bunu da getirdim. Open Subtitles رائع، وجدتُ مُصباحًا أيضًا، قد يُفيدكَ وثمة هذه وتلك
    Dönüp insanları aşağılayıp üstüne bir de sana para vermelerini mi bekliyorsun? Open Subtitles انت فى الحقيقة تهيني الناس وثمة تتوقعِ منهم ان يعطوك المال؟
    Okul agaclarından olusan meyve bahcemiz de var boylece okulun da bedava. Open Subtitles وثمة بستان كامل ،من أشجار الجامعات فتلك الجامعة مجانية
    Yani aynı suç ailesindeler ve birinin diğerinin nerede saklandığını bilme ihtimali de var. Open Subtitles إذن، هما من عائلة الإجرام ذاتها، وثمة فرصة راجحة أن أحدهما يعرف مخبأ الآخر.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more