Ve senin de paçaların tutuştu ve o zavallı çocuğu yanına alarak buraya saklanmaya geldin. | Open Subtitles | ثم جئت تطلب مكافأة ببرودة أعصاب. وجئت مهرولاً بالطفل لكى تختبأ معه. |
Varşova düşünce, kaçtın ve pilot olduğun için İngiltere'ye geldin. | Open Subtitles | عندما "وارشو" سقطت ، هربت وجئت إلى إنجلترا" لأنك طيار" |
Karın seni aldatsa da, aldatmasa da onu kovmamı isteyecek hakkı kendinde gördüğün için geldin. | Open Subtitles | إما أن زوجتك تخونك وإما لا تخونك وجئت إلى هنا لأنك ترى أنه يجب أن أطرده |
Babamı biraz yalnız bırakıp gelip annemle konuşayım dedim. | Open Subtitles | أردت أن أمنحه بعض الوقت وحده، وجئت لأتحدث مع أمي |
Şey. Yapacak işim yoktu. Ben de gelip seni görreyim istedim. | Open Subtitles | لم يكُن لدى شىء اخر افعلة لذلك فكرت وجئت لآراك |
Buraya kadar onca yolu bana babamın öldüğünü söylemeye mi geldiniz. | Open Subtitles | وجئت كل هذه المسافة لمجرد أن تقول لي هذا؟ أن والدي قد مات؟ |
Kısa süre sonra ebeveynlerim boşandılar, ve ben de annemle beraber Türkiye döndüm. | TED | وبعد فترة قصيرة, انفصل والِدَيَّ, وجئت الى لتركيا مع أمي. |
Çatlaklar Arası Denizi'ni aşıp bu dünyanın en dibine geldin. | Open Subtitles | ، لقد عبرتي من خلال البحر الخلالي وجئت إلى هذا العمق من هذا العالم |
Zerre düşünmeksizin bodoslama saldırmaya mı geldin? | Open Subtitles | هلا توقفت عن التفكير وجئت إلى هنا لمهاجمتى؟ |
Kişisel olarak tanıdığın polislerden birine geldin çünkü bir çeşit belanın içindesin, değil mi? | Open Subtitles | وجئت إلى رجل الشرطة الوحيد الذي تعرفه شخصياً لأنك واقع ببعض المشاكل، أليس كذلك؟ |
Hayatını tehlikeye attın, buralara kadar geldin. | Open Subtitles | لقد خاطرت بحياتك وجئت طوال الطريق إلى هنا |
Bana samimiyetin ve sadakatinden değil, arkadaşlarını satıp kendi canını kurtarmak için geldin. | Open Subtitles | وجئت لي ليس من حسن النية والولاء، بل ليخلص الجلد الخاص بك |
Ama sen aksini yaptın ve L.A'e geldin. | Open Subtitles | ولكن بدلا من ذلك ذهبت المارقة وجئت إلى لوس انجلوس |
Yani fiziksel bir şeyler öğrenmek istiyordun ve Howard Wolowitz'in yanına mı geldin? | Open Subtitles | تريد ان تتعلم شئ جسدي وجئت الي هاورد ولويتز؟ |
Varşova düştüğünde sen kaçıp İngiltere'ye geldin, çünkü havacısın. | Open Subtitles | عندما "وارشو" سقطت ، هربت وجئت إلى إنجلترا" لأنك طيار" |
Hastaydın ve o seni sokaklardan topladı.2 gün oldu anca kendine geldin. | Open Subtitles | التقطتك من الشوارع وجئت لهنا بعد يومين |
Korkmuştum, sonra evinize gelip, lamba açmaya çalıştım, ama elektrik çarptı ve beni yıldırım çarptı sandım. | Open Subtitles | كنت خائفة .. وجئت إلى منزلك وحاولت أن أضيء المصباح ولكن الكهرباء لسعتنى |
Tekrardan başlamak için bu kadar uzaklara gelip tahtını feda etmedin, öyle değil mi? | Open Subtitles | أنت لم تتخلي عن عرشك وجئت لهذا البعد للتغيير, اليس كذلك ؟ |
Hatırlıyor musun, bir defasında bizim hizmetçimiz hastalanmıştı sen de gelip tuvaletlerimizi temizlemiştin? | Open Subtitles | أتذكرين في ذلك الوقت عندما مرض أحد خدمنا وجئت لي ونظفتي المراحيض؟ |
Siz kalkıp buralara geldiniz. Çünkü öyle icap etti. | Open Subtitles | لذا رحلت وجئت لهنا بسبب ظروف قاهرة |
Ve buraya da, Bay Grekowski'yi evinde öldürmek için geldiniz. | Open Subtitles | وجئت إلى هنا لتقتل السيد (جريكاوسكي) في مكان العمل |
Bu şehirde iki milyon kişi var, ...ve ben sana denk geldim. | Open Subtitles | مليونا شخص في هذه المدينة وجئت اركض نحوك |
# Yataktan çıkıp macera için buraya geldim # | Open Subtitles | ♪ خرجت من السرير وجئت إلى هنا للمغامرة ♪ |
Sonra, yatak odamdan çıktım ve buraya geldim adamı masamda gördüm. | Open Subtitles | بعدها غادرت حجرة النوم وجئت إلى هنا, ورأيت رجلاً عند مكتبي |