"وجبة الطعام" - Translation from Arabic to Turkish

    • yemeği
        
    Evet, iyi görünmüyorsun. Son yemeği de reddetmişsin. Open Subtitles نعم انت لا تبدو بخير و قد اخبرونى انك رفضت تناول وجبة الطعام الاخيرة لك
    evlendikten sonra,yemeği kendim pişireceğim çocuklarla da ilgileneceğim Open Subtitles بعد زواجنا ، سأطهي وجبة الطعام بنفسي وسأهتم بالأولاد أيضا
    Ve satıcıya yemeği onun için ısıtmasını söyledi. Open Subtitles وطلب من الكاتب تسخين وجبة الطعام اخرى له
    En azından yemeği nasıl zehirlediklerini biliyoruz. Open Subtitles على الأقل نَعْرفُ كَمْ وجبة الطعام سُمّمتْ.
    Umarım bu yemeği paylaşmakla, geçmişteki tatsız anıları telafi edebiliriz. Open Subtitles أتمنّى بالإشتراك في وجبة الطعام يمكن أن نعوّض عن المخالفات الماضية.
    Tüm sene boyunca böyle devam eden bir akşam yemeği düşünsenize. Ormandan gitmeye can attığınızı biliyorum, ama bir süre daha bu gerçekleşmeyecek... O şeyden aldıkça alıyordu. Open Subtitles تخيلوا أن تكون وجبة الطعام على هذا المنوال طوال العام , لقد كانت تتناول المزيد من الدِكسدرين
    Ancak, öldürmek, yemeği asla garantilemez. Open Subtitles مع ذالك القتل لا يضمن في الواقع وجبة الطعام
    Sana ilk yaptığım yemeği. Menüde var. Open Subtitles وجبة الطعام الاولى التي اعددتها لك ، انها على القائمة
    Ya da yemeği geçip doğrudan "montage à trois"a mı gidelim? Open Subtitles أو بامكاننا التهرب من وجبة الطعام والتوجه الى "مونتاج ترويس"ّ
    Ya da yemeği geçip doğrudan "montage à trois"a mı gidelim? Open Subtitles أو بامكاننا التهرب من وجبة الطعام والتوجه الى "مونتاج ترويس"ّ
    Daha önce istediği son yemeği yediğini söylediler. Open Subtitles يُقالُ لنا هو سَيكونُ عِنْدَهُ وجبة الطعام الأخيرة طَلبَ...
    yemeği getirin, bakireye hizmet edin. Open Subtitles قدموا وجبة الطعام وساعدوا الخادمة
    yemeği getirin, bakireye hizmet edin. Open Subtitles قدموا وجبة الطعام وساعدوا الخادمة
    - Akşam yemeği ne olacak? Open Subtitles وماذا عن وجبة الطعام المسائية؟
    Yine de seninle yemek yemeği özlemişim. Open Subtitles كان من اللطيف تناول وجبة الطعام معك
    Çin yemeği yiyor ve bu adaletsizlik hakkında konuşuyorduk, David bana baktı ve şöyle dedi: ''Neden bir kefalet fonu başlatıp müvekkillerimizi hapisten çıkarmıyoruz?'' TED كنّا نتناول وجبة الطعام الصيني ونعبر عن ظُلم كل هذا، حينها رفع دايفيد ناظريه ليقول: "لم لا نبدأ بإنشاء صندوق دعم للكفالة، ونبدأ فقط بكفالة موكلينا وإخراجهم من السجن؟"
    Kesin yemeği çaldırdı. Open Subtitles وجبة الطعام الجاهزة
    yemeği başkası yemiş. Open Subtitles شخصٌ آخر أكلَ وجبة الطعام.
    Kiki bir yemeği kaçırdığıma memnun olacaktır. Open Subtitles ستمتن (كيكي) لتغيبي عن وجبة الطعام

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more