"وجبة واحدة" - Translation from Arabic to Turkish

• bir yemek
• tek bir öğün
• kere yemek
• tek bir öğünü
• bir öğün yemek

Albatroslar birkaç hafta boyunca sık sık altı, bazen de on bin mil onları bekleyen yavrularına bir besin, büyük bir yemek ulaştırmak için uçar.
يطير القطرس 6 ألاف وأحيانًا عشرة آلاف ميل مدة عدة أسابيع للحصول على وجبة واحدة، وجبة واحدة كبيرة، لأطفالهم المنتظرين.

Kocana iyi bir yemek yapmış olsaydın, muhtemelen kızkardeşin için seni terk etmezdi.
لو أنكِ قدمتِ لزوجكِ وجبة واحدة لائقـة ربمـا لم يَكُن لِيهجركِ من أجل أختك

Artık dünya satranç şampiyonu olması için önünde tek maç kalan satranççı gibi senin de son bir defa yenilebilir bir yemek sunman lazım.
تماماً مثل الرجل الذي يريد أن يصبح بطل العالم في الشطرنج, عليه أن يربح على الأقل مباراة شطرنج واحدة لذا عليك أن تقدم على الأقل وجبة واحدة صالحة للأكل

Ve insanların her gün yaşamak için savaştığı ve tek bir öğün dahi kazanamadığı yerlerde buldum.
ووجدت نفسي في أماكن يحارب فيها الناس يومياً ليعيشوا دون أن يتمكنوا من الحصول على وجبة واحدة.

İki gündür yoldayız, bir kere yemek yedik, doğru düzgün uyumadık.
يومان على الطريق لم نتناول إلّا وجبة واحدة وبالكاد نحظى بالنوم

Onun yuva kurma içgüdüleri hakkındaki tüm uyarılarına rağmen masaya getirdiği tek bir öğünü bile kaçırmaman biraz ironik.
أجد أنها مفارقة أن رغم تحذيرك من انها تنشر شباكها إلا أنك لم يفوتك وجبة واحدة من وجباتها

Günde bir öğün yemek yer, gece dört saat uyurdu.
بأكل وجبة واحدة في اليوم والنوم أربع ساعات في الليلة

Avcı için, bu sadece bir yemek olabilir.
لأنّ الصيد لهم هو وجبة واحدة وحسب

Bu insanlarla yılda sadece bir yemek yiyip yılın diğer zamanlarını dalga geçerek geçirebiliriz.
منه... علينا فقط أن نجتمع على وجبة واحدة في العام مع هؤلاء الناس, ثم

Güzel bir yemek hiçbir şeyi kanıtlamaz.
وجبة واحدة طيبة لا تثبت أي شيء

Tek bir yemek bir ejdere 1 ay yeter.
وجبة واحدة ستدوم لمدة شهر مع التنين.

Ailece bir yemek.
وجبة واحدة نجتمع فيها كعائلة

Sadece bir yemek.
وجبة واحدة فقط.

Birlikte bir yemek yediniz mi?
هل تناولت وجبة واحدة معها؟

bir yemek.
وجبة واحدة

Bu sistem ile sadece çanak temin etmiyoruz, veya bal kabağından tek bir öğün pişirmiyoruz.
حسناً، مع هذا النظام، لم نكن نقدم أواني فقط، أو إعداد وجبة واحدة من القرع.

İki gündür yoldayız, bir kere yemek yedik, doğru düzgün uyumadık.
‫يومان على الطريق، ‫وجبة واحدة وبالكاد نمنا

Görünen o ki tek bir öğünü bile birlikte yememize imkan yok.
يبدو أننا لا يمكننا حتى تناول وجبة واحدة سوياَ

Ailem günde bir öğün yemek yiyordu, o da gece.
أكلت أسرتي وجبة واحدة يومياً، في الليل.