"وجدت طريقة" - Translation from Arabic to Turkish

    • yolunu buldum
        
    • yol buldum
        
    • yolunu buldu
        
    • yolunu bulmuş
        
    • yolunu buldun
        
    • yolu buldum
        
    • yol buldu
        
    • bir yol
        
    • yolunu bulup
        
    • çözüm buldum
        
    • bir yolunu
        
    • yol buldun
        
    • yol bulmuş
        
    • bir şekilde
        
    Onu ben yaptım. Bu şeyleri öldürmenin bir yolunu buldum. Open Subtitles أنا من فعلت ذلك، لقد وجدت طريقة لقتل هذه الأشياء.
    Bu yüzden Radley'den orayı terk etmeden kaçmanın yolunu buldum. Open Subtitles لذا، وجدت طريقة للهروب من رادلي بدون ان اغادر مطلقاً
    Jesse ve Charlie'nin buradan çıkması için bir yol buldum. Open Subtitles لقد وجدت طريقة لأحصل لجيسي وتشارلي فرصة ليخرجوا من هنا
    En sonunda, benim ırksallaştırılmış renk anlayışımı benim teorik renk anlayışımı birleştirebilceğim bir yol buldum. TED وأخيرًا، وجدت طريقة لربط فهمي للون على أساس عِرقي مع فهمي النظري للون.
    ÖIümlü bedeninden kaçmanın bir yolunu buldu. Open Subtitles لقد وجدت طريقة للهرب من من سجنها البشري لفترة محددة
    Ama oğluna, hâlâ hayatta olduğunu haber vermenin bir yolunu bulmuş olabilirim. Open Subtitles ولكنني اعتقد بأنني وجدت طريقة ما لأخبر ابنك بأنك على قيد الحياة
    Kafamı daha fazla karıştıramazsın sanıyordum ama tebrikler, bir yolunu buldun. Open Subtitles لم أكن أعتقد أنني سأحتار في أمرك لكن تهانينا، وجدت طريقة
    Bu arada... eğer bunlardan bahsettiğimi bile yakalarlarsa maksimum güvenlikli bir hapishaneye gönderebilirler, ama sanırım online olmanın bir yolunu buldum. Open Subtitles لو علموا عنّي وأنا أتحدث عن هذه الأمور فسيرسلونني إلى سجن شديد الحراسة لكن أعتقد أنني وجدت طريقة للدخول إلى الإنترنت
    Sanırım depresyonda olmaktan ve tekrar depresyona girmekten nefret eder olmama karşın depresyonumu sevmenin bir yolunu buldum. TED أعتقد أنني بينما كرهت كوني مكتئب و أكره أن أكتئب مرة أخرى، فقد وجدت طريقة لأحب الاكتئاب.
    Sanat gecesi açılışlarında tütsülenmiş somonumuz vardır. Ve resmi basılmış davetiyelerimiz. Hatta aileleri bile getirmenin bir yolunu buldum. TED نقدم السلمون المدخن في حفل الافتتاح. لدينا دعوات رسمية مطبوعة. حتى انني وجدت طريقة لاجعل اباءهم يحضرون.
    Eskiden Noel'de hüzünlenirdim. Ama bunu aşmanın bir yolunu buldum. Open Subtitles لقد كنت دائما ما اكتئب في العيد ولكني وجدت طريقة لاتغلب على هذا الاكتئاب
    Tasmasından kurtulup, iğneyi beklemeden, kendim olmanın bir yolunu buldum. Open Subtitles وجدت طريقة لأسيطر على زمام الامور بدون انتظار الدواء
    Bu arada, pudingin üst kısımını kenarlarda hiç bırakmadan çıkarmanın yolunu buldum. Open Subtitles بالمناسبة، وجدت طريقة لفصل الطبقة من أعلى الـ بودنغ دون ترك أي منها على الحافة.
    Çocuklarla ilgilenip, aynı zamanda egzersiz yapabileceğim bir yol buldum. Open Subtitles وجدت طريقة يمكننى بها ممارسة التمارين ومراقبة هؤلاء الأطفال فى نفس الوقت
    Güzel haberim var, hayatım. Kasabaya bizim ezik olmadığımızı kanıtlayabileceğimiz bir yol buldum. Open Subtitles أخبار جيدة يا عزيزتي ، وجدت طريقة لأثبت للبلدة أننا لسنا فاشلين
    Fevkalade. İnsanlara yardım etmek için bir yol buldum Open Subtitles إنها إستثنائيه، وجدت طريقة لمساعدة الأشخاص صدقاً
    Ama beni cezalandırmanın yeni bir yolunu buldu. Open Subtitles ومع ذلك، وجدت طريقة جديدة للنيل مني
    Bu gezegenden kurtulmanın bir yolunu bulmuş olabilirim. Open Subtitles ربما أكون قد وجدت طريقة للخروج من هذا الكوكب
    Demek ki sonunda buradan kurtulmanın yolunu buldun. Open Subtitles يبدو أنك أخيراً وجدت طريقة للخروج من هنا
    Öldürülmek ya da katledilmek yerine bir çıkış yolu buldum bizim için. Open Subtitles بدلاً من أكون قاتل مستعبد وجدت طريقة لنا للتعايش
    Size büyüyü tersine çevirmek için bir yol buldu bana anlatır mısınız? Open Subtitles هلا تقولين لي رجاء أنك قد وجدت طريقة لعكس التعويذة ؟
    William, bunu düzeltmek için bir yol bulduğunu söyle lütfen. Open Subtitles وليام , ارجوك اخبرني انك وجدت طريقة لتعديل هذا الوضع
    Kalkış yaptığı gemi sahilin 80 mil uzağındaymış ve eğer bir yolunu bulup onlarla iletişim kurabilirse hepimiz kurtulacakmışız. Open Subtitles تقول أن الباخرة التي أقلعت منها على بعد 80 ميل من الغرب و أنه إن وجدت طريقة
    Ben o duruma bir çözüm buldum. Open Subtitles لا تقلق وجدت طريقة لإنهاء الأمر
    Basın konferansına katılamazsın. Oraya ulaşmanın bir yolunu bulsan bile içeri giremeyeceksin. Open Subtitles لن تستطيعي المشاركة في اللقاء الصحفي حتى ولو وجدت طريقة للوصول متأخرة
    Koyunların yemeğe kurtları davet etmesi için bir yol buldun. Open Subtitles -لقد وجدت طريقة تجعل الخراف تدعو الذئاب على العشاء
    Senle ben gitmek istemediğimizden bunu eğlenceye çevirmemiz için harika bir yol bulmuş olabilirim. Open Subtitles بما أنك و أنا مترددين بالذهاب، أظن أني وجدت طريقة ممتازة كي نستمتع بهذا.
    bir şekilde kendimi karışıklıktan kurtarmanın yolunu bulmuştum ve eve dönmüştüm. Open Subtitles بطريقة ما، كنت قد وجدت طريقة السماح لنفسي من الفوضى. أود أن جعل من المنزل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more