"وجدوا طريقة" - Translation from Arabic to Turkish

    • yolunu buldular
        
    • bir yolunu bulmuş
        
    • yol bulmuşlardı
        
    • yol bulduklarını
        
    Amerikanlar, yine kazanmanın bir yolunu buldular. Sonunda Koç Bonderchuck'ın yüzü gülmüştür. Open Subtitles نتيجة اللعبة هى تسجيل هدف مرة أخرى , الأمريكانز وجدوا طريقة للفوز
    Kiliseyi yıkıp süpermarket yapmak için yukarıdakileri kandırmanın bir yolunu buldular. Open Subtitles مجموعة من رجال الأعمال الانتهازيين وجدوا طريقة لخداع الناس كي يبنوا كنيسة من أجل بناء متجر
    Tarayıcıların hassaslığını artırmanın bir yolunu bulmuş olmalılar. Open Subtitles لا بد أنهم وجدوا طريقة لزيادة حساسية المجسات لديهم
    Uzun mesafelerden bunu saptamanın bir yolunu bulmuş olmalılar. Open Subtitles يجب أن يكونوا قد وجدوا طريقة لاكتشاف ذلك الحدث من مسافة بعيدة
    Çünkü Naziler Tanrıyı denklemin dışına çıkaracak bir yol bulmuşlardı. Open Subtitles لأن النازيون وجدوا طريقة ليقوموا بأشياء خارقة
    Polis Carson ve Brady'nin güvenlik sistemlerini etkisiz hale getirecek bir yol bulduklarını ve böylece istedikleri yere girebildiklerini düşünüyor. Open Subtitles .. الشرطة، تعتقد أنه (كارسون) و(برادي) قد وجدوا طريقة لكسر نظام الحماية ليتمكنوا من أقتحام الأماكن
    Eskiden kaburgaların ne kadar iğrenç olduğunu hatırlıyor musun? Ama son zamanlarda çok lezzetli hâle getirmenin bir yolunu buldular. Open Subtitles هل لاحظت من قبل أن لحم الأضلاع مقزز ولكن مؤخراً وجدوا طريقة ليجعلوها لذيذة بدلاً عن ذلك؟
    Müdahaleden kaçınmanın bir yolunu buldular. Open Subtitles إذن، وجدوا طريقة ليتخطوا بها أمر التداخل.
    Uzayı kendi üzerine katlamanın bir yolunu buldular. Open Subtitles لقد وجدوا طريقة لطي الزمن على نفسه
    Wraith de dahil olmak üzere galaksinin geri kalanından saklanmanın bir yolunu buldular ve hayatlarına devam edip kendi işlerine bakmaktan memnunlar. Open Subtitles وجدوا طريقة للاختفاء من بقية المجرة بما فيهم الريث, وهم سعيدين ...للاستمرار في حياتهم فقط بتدبير أمورهم الخاصة
    Umalım ki lanet nehri geçmenin bir yolunu bulmuş olsunlar. Open Subtitles لنتمني أنهم وجدوا طريقة لعبور ذلك النهر اللعين.
    Galiba bu salaklar, gerçek kişiliğini geri getirmenin bir yolunu bulmuş. Open Subtitles أظن أن هؤلاء الأغبياء وجدوا طريقة لاستعادة شخصيتك الأصلية.
    Takip etmenin bir yolunu bulmuş olmalılar. Open Subtitles لابد أنهم قد وجدوا طريقة لتعقبها
    - Başka bir yolunu bulmuş olmalılar. Open Subtitles لا بد أنهم وجدوا طريقة أخرى للدخول
    Atmosfer ağırlığını tartmak için bir yol bulmuşlardı. Open Subtitles وجدوا طريقة لوزن الغلاف الجوي.
    Bir yol bulmuşlardı. Open Subtitles ولقد وجدوا طريقة
    Daha sonra diğer iki bilim insanı Nathan Rosen ve Boris Podolsky ile birlikte Einstein, kendilerine bu tartışmayı kazandıracak bir yol bulduklarını düşündü. Open Subtitles ثم، مع اثنين من العلماء الآخرين، (روزين ناثان) و(بوريس بودولسكي) يعتقد (اينشتاين) أنهم وجدوا طريقة للفوز بحجة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more