| Aynı değiller. farklı bakış açıları olan ve çok farklı dünya görüşüne sahip insanlar. | TED | انهم ليسو متشابهين. انهم بشر بأفكار مختلفة و وجهات نظر مختلفة نحو العالم. |
| Ve bunun arkasındaki fikir şu: Gerçek, yalnızca farklı fikirlerin çatışmasıyla ortaya çıkabilir. | TED | وفرضية ذلك أن الحقيقة لا يمكن أن تظهر إلا في صراع بين وجهات نظر مختلفة. |
| Tam bir demokraside daima bir şeylere alınıyoruz çünkü insanlar daima farklı görüşlere sahip. | TED | وفي جوٍّ من الديمقراطية الحقيقية فإننا عرضة للإهانة باستمرار بما أن الناس يبدون وجهات نظر مختلفة دوماً. |
| Serginin en önemli konularından biri - bugün hayatımızdaki tüm diğer şeyler gibi, buna birçok farklı noktadan bakabiliriz, ve farklı seviyelerden. | TED | واحده من أهم المواضيع في العرض، كما تعلمون كأي شئ في حياتنا اليوم نستطيع أن نراها من عدة وجهات نظر مختلفة وعدة مستويات |
| farklı bakış açılı insanlarla yapılan bu "Oturma Odası Konuşmaları" inanılmaz bir serüvendir. Bizden farklı olan insanlara saygı duymayı, hatta | TED | هذه المحادثات في غرف المعيشة مع أشخاص لديهم وجهات نظر مختلفة هي مغامرة لا تصدق. |
| farklı insanlar şeyleri farklı görür: farklı bakış açıları. | TED | ناس مختلفون يرون الأشياء مختلفة وجهات نظر مختلفة |
| Sanırım dünyaya farklı açılardan bakmayı sevdiğimi söylemeliyim. | Open Subtitles | وأفترض يمكنك القول دعنا ننظر للعالم من وجهات نظر مختلفة. |
| Ben ve o her şeyi farklı görürdük. Hatırlayabildiğim kadarıyla hep böyle. | Open Subtitles | .. أنا وهي كان لدينا وجهات نظر مختلفة دائماً على حسب ما أتذكر |
| Bundan pek emin değilim. İnsanların farklı farklı görüşleri var. | Open Subtitles | لست متأكدا من هذا للناس وجهات نظر مختلفة |
| Ayrıca demokrasinin anlamı konusunda da farklı görüşlerimiz var. | Open Subtitles | طيب .. ناهيك عن أننا نتشارك في وجهات نظر مختلفة جدا حول معاني الديمقراطية |
| Kurban öykülerini ve farklı teorileri yazmış. | Open Subtitles | إنها تحكي قصص الضحايا وتعرض وجهات نظر مختلفة |
| #dialoguecoffee buluşmalarından öğrendim ki siyasi hükümlere sahip herkes farklı görüşlere sahip kişileri kötü göstermek için uğraşabilir. | TED | علمتني مقابلات حوار وقهوة أن الناس بمختلف مشاربهم السياسية يمكنهم أن يُرصدوا وهم يشيطنون الآخرين الذي لهم وجهات نظر مختلفة. |
| Yaptığımız ilk şey; ön yargılarımızın farkına varmamızı sağlayan bir teknoloji yaratmaktı. Böylece bizi haber medyasının filtre balonlarından kurtaracak ve farklı bakış açılarını yan yana gösterebilirdik. | TED | أول شيء قمنا بإنشائه هو تكنولوجيا يتعرف التمييز، لذا يمكن أن نعرض وجهات نظر مختلفة جنباً لجنب لتحريرنا من فقاعات مرشحة التي تصنعها وسائل الأعلام. |
| Aynı nesnenin farklı yerden alınmış görüntüleri olabilir. | Open Subtitles | قد يكون وجهات نظر مختلفة لمادة واحدة |
| Yoldaşlarımla güç kullanma hususunda çok farklı bakış açımız var. | Open Subtitles | أنا ورفاقي نمتلك وجهات نظر ...مختلفة كثيراً فيما يتعلق بكيفية استغلال القوة |
| farklı bakış açılarımız var demek oluyor. | Open Subtitles | يعني أن لدينا وجهات نظر مختلفة |
| Olivia'yla kavga etmeyiz. Bakış açılarımız farklı. | Open Subtitles | فأنا و (أوليفيا) لا نتشاجر بل نملك وجهات نظر مختلفة |
| farklı bakış açıları yüzünden. | Open Subtitles | وجهات نظر مختلفة |
| Sadece amaçlarımız farklı. | Open Subtitles | لدينا وجهات نظر مختلفة فحسب. |
| Sadece gündemlerimiz farklı. | Open Subtitles | لدينا وجهات نظر مختلفة فحسب. |