"وجود كل" - Translation from Arabic to Turkish

    • Bütün
        
    • tüm
        
    Poirot, Poirot, geri dön. Beni burada bırakamazsın, Bütün bu sanatçılarla. Open Subtitles ولكن, بوارو, لايمكن ان تغادر هكذا فى وجود كل هذا الحشد من الفنانين
    Bütün o diğer harika şeyler dururken, neden bunu istesin? Open Subtitles مع وجود كل هذا الاشياء, لماذا يريد هذا الشىء؟
    Hep böyle mi olur? Televizyon kameraları, Bütün bu insanlar hep burada mıdır? Open Subtitles امن المعتاد وجود كل هؤلاء الناس وكاميرات التلفاز ومثل هذة الاشياء؟
    Şimdi ise nihai dolmuş, tüm işlemcilere sahip olmaktan bahsediyoruz, ve de bilgisayar özelliği için boşta dururken küresel bir sistemin parçası olan rtüm arabalardan. TED و عن وجود كل هذه المعالجات وكل السيارات عندما تكون متوقفة أن تكون جزءا من الشبكة العالمية لقدرة الحواسيب
    tüm spor arabalara bakan büyük bir yerin başarısız olacağını sanmıyorum. Open Subtitles وورشة إصلاح واحدة كبيرة لديها جميع قطع الغيار الهامة فى ظل وجود كل هذه السيارات الرياضية كيف يغفلون ذلك
    Bütün bu eziklerle ne işin var? Open Subtitles ماذا تفعلين هنا في وجود كل أولئك الفاشلون؟
    Etraftaki Bütün gangsterlerle bile kâr payları çok düşük. Open Subtitles ، رغم وجود كل رجال العصابات هنا فالتجار قليلون جداً
    Bütün o askerlerle kolay olmayacaktır. Open Subtitles .هذا لن يكون سهلاً مع وجود كل هؤلاء الجنود
    Bütün ekip hazır mı bir kere ona bağlı. O zaman çok kötü. Open Subtitles يعتمد على وجود كل الطاقم هذا قد يكون مقرفاَ
    Bütün bu hayaletler ve göçmen ırgatlarla burada yaşamamı nasıl beklersin? Open Subtitles وكيف تتوقع مني أن أعيش هنا؟ مع وجود كل هذه الأرواح والعمال المهاجرين؟
    Zor bir iş, çünkü Bütün araştırmalarımıza karşın beyin hala bilinen evrendeki en karmaşık cihaz. Open Subtitles وهذه مهمة صعبة فمع وجود كل هذا البحث لا يزال المخ أكثر الأدوات تعقيداً في الكون المعروف
    Bütün bu yataklar gerçekten çok cezbedici. Open Subtitles مع وجود كل هذه الأسِرَّة ؟ سيكون هذا مغرياً
    Özellikle Bütün bu toplanma yaklaşan barbekü partisi konusunda. Open Subtitles أعني، خاصتاً مع وجود كل حزم الحقائب وأقتراب حفلة الشواء النهائية
    Evet, uzun zamandır evli değildim ve itiraf ediyorum biraz da şaşkındım, ...çünkü Bütün erkekler harika görünüyordu. Open Subtitles نعم، لم أكن قد تزوجت بعد أقر لك أنني كنت مرعوبة قليلاً مع وجود كل هؤلاء الرجال ذوي الملبس الحسن
    Bütün arkadaşların oradayken biraz garip hissettim. Open Subtitles تعلمين، مع وجود كل أصدقائكِ هناك بدا الأمر غريباً
    Anne Bütün bu insanları Byrnes'lere nasıl açıklayacağız? Open Subtitles امى, كيف سنبرر وجود كل هؤلاء لعائلة "بايرنز"؟
    Neden tüm bu tabelalar gerçekliği çizmek yerine hayallerden sökme işler yaparak söyleyişten şüphe duymama neden oluyor. Open Subtitles ما سبب وجود كل هذه اللوحات التي تجلعني أشك في اللغة وتغوص بي في المعاني، وتغرق الواقع بدلا من أن تفصله عن الخيال؟
    Bence belli ki, tüm bu para ve teçhizatla, bu adamlar kendi başlarına çalışmıyorlardı. Open Subtitles أظن أنه من الواضح في وجود كل هذا المال و كل هذه المعدات أنهم لم يكونوا يعملون لحسابهم الشخصي لقد استأجرهم شخص ما
    tüm o çevresel ve güvenlik kuralları falan varken. Open Subtitles مع وجود كل الأمور البيئية وترتيبات الأمان
    tüm o güvenlik önlemleriyle bir laboratuar nasıl patlayabilir? Open Subtitles مع وجود كل الإجراءات الإحترازية كيف إنفجر مختبر؟
    tüm bu acı içindeki müşterilerin önünde bunu izlememelisin. Open Subtitles لا يمكنك مشاهدته هنا في وجود كل هؤلاء الزبائن التعساء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more