"وحيده في" - Translation from Arabic to Turkish

    • tek başına
        
    • yalnız
        
    Bina görevlisi kimliğine bürünmüş... ve dairelerinde tek başına yaşayan kadınları avlamıştı. Open Subtitles لعب دور رجل الاصلاحات في المبني وقصد أمرأه وحيده في المبني المجاور
    Demek istediğim bir cuma akşamı tek başına olmamalısın. Open Subtitles حسناً أعني لا يجب أن تكوني وحيده في ليلة الجمعه
    Ve sen oradaydın, tek başına kütüphanede oturuyordun. Open Subtitles وحينها كنت هناك عندما التقيتك جالسه وحيده في المكتبه
    Yıllarca bu evde yalnız yaşadı ... bu eski evde. Open Subtitles اوه عمتي المسكينه. عاشت طوال السنين وحيده في هذا المنزل
    Ve bu evde yalnız olmanın ve hayatımın sensiz olmasının nasıl bir şey olduğunu anladım. Open Subtitles وعلمت ماهو شعور أن أكون وحيده في المنزل أن لا أجدك في حياتي
    Onu evde tek başına bırakamam. Open Subtitles لا أستطيع تركها وحيده في البيت
    Onu evde tek başına bırakamam. Open Subtitles لا أستطيع تركها وحيده في البيت.
    Dışarıda aç bir vampirle yalnız olmaktan korkmuyor musun? Open Subtitles ألست خائفه بأنك وحيده في الخارج مع مصاص دماء جائع؟
    Hamileyim. Bu çocuğu beraber büyüteceğiz. Bu konuda yalnız değilsin. Open Subtitles ـ انا حامل ـ سأربي هذا الطفل معكِ ، أنتِ لستِ وحيده في هذا
    Otel odamda yalnız kalmaktan iyidir. Open Subtitles حسنا, يبقى الأمر أفضل من البقاء وحيده في الفندق.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more