"وحيد وهو" - Translation from Arabic to Turkish

    • tek
        
    Bize basın kartı vermelerinin tek nedeni senin oradan çıkmandı. Open Subtitles لقد أعطونا ترخيص الصحافة لسبب وحيد وهو أن يبعدوك عن هناك
    tek umudumuz kök hücre tedavisiydi. Open Subtitles كان لدينا أمل وحيد وهو العلاج بالخلايا الجذعية.
    Emin olduğum tek şey, benimle konuşurlarken buralı biri hakkında bana sorular sordular. Open Subtitles ولكن أنا متأكدة من شيءٍ وحيد .. وهو حينما تحدثت معهم .. سألوني بعض الأسئلة عن شخصٍ محليّ
    Beckett, Vladimir ve Estragon hakkında tek emin olduğu şeyin "melon şapka giymeleri" olduğunu söyledi. TED إحدى اﻷقوال الشهيرة لبيكيت هي أنه واثق من شيء وحيد وهو أن فلادمير وإسترغون كانا "يرتديان قبعات مستديرة."
    Bize basın kartı vermelerinin tek sebebi seni başlarından savmak içindi. Open Subtitles لقد أعطونا ترخيص الصحافة لسبب وحيد وهو أن يبعدوك عن هناك يا إلهي!
    Anladığım kadarıyla sen tek çocuksun. Open Subtitles يبدووكأنهقادممن.. -شخص كان وحيد وهو طفل - كلا، أنا ..
    Sadece tek bir isteğim var, sadece iyi şeyleri hatırlayalım. Open Subtitles ولدي طلب وحيد وهو أن نتذكر محاسنها
    Şu ana kadar gördüğümüz tek ev bizimki. Open Subtitles فقط مبنىّ وحيد, وهو المنزل
    Küçükken Nicky'nin tek hayali vardı. Bir atımızın olması. Open Subtitles (نيكى) كان لديه حلم وحيد وهو صغير ، ان يمتلك حصان عائلى
    tek amacımız Sidorov'u yakalayıp çalınan nükleer bombaları bulmak. Open Subtitles لغرض وحيد وهو مطاردة (سيديروف) و إيجاد القنابل المفقودة
    tek bir yanlış var, o da kaybetmek. Open Subtitles خطأً وحيد , وهو الخسارة
    Buradaysa, tek bir sebebi vardır o da Kara Hançer'i düzenlemektir. Open Subtitles إذا كان هنا، فهذا لسبب وحيد وهو لتنفيذ (الخنجر الأسود)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more