Son 24 saate bu odaya kim girip çıkmış bir fikriniz var mı? | Open Subtitles | أيّ فكرة عمّن دخل وخرج من هذه الغرفة في الساعات الـ 24 الماضية؟ |
Adı McCleary. Bir ofis partisindeyken, dama çıkmış. | Open Subtitles | اسمه ماكليري ، لقد كان في مكتب الحزب وخرج للتو |
İngiliz seçmenleri sola yönelmişti ve Churchill gitti. | Open Subtitles | تحول الناخبون البريطانيون لليساريين وخرج تشرشل من السباق |
Tam girmeye karar vermiştim ki başka bir bey daha çıkıp merdivenlerden indi. | Open Subtitles | كنت أقرر إن كنت سأدخل أم لا وخرج رجل آخر ونزل عبر الدرج أيضاً |
Kıza bir not vermiş, silah göstermiş ve gitmiş. | Open Subtitles | دخل وأعطى الفتاة ورقة وهددها بالسلاح وخرج |
Yüksek Mahkeme'nin durdurabileceğini düşündüm ve onlar da ellerinden geleni yaptılar ama işler tekrardan o kadar karışmış ve raydan çıkmıştı ki. | Open Subtitles | و بعدها شعرت بأن محكمة الإستئناف ستوقفهم، وفعلت ما هو ممكن و بعدها أختلف الأمر وخرج عن السيطرة |
Dairene bir sürü insan girip çıkıyor. | Open Subtitles | لا تسألي.. كثير من الأشخاص قد دخل وخرج من شقتك |
- Birden bire ağzımdan çıkıverdi işte. | Open Subtitles | كنت واقفًا أمامهما، وخرج هذا الكلام منّي فحسب. |
Dur bir dakika, bana kurşunun kalçasından girdiğini ve boynundan çıktığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | إنتظر دقيقة، أنت تقول لي بأنّه جاء من وركه وخرج من خلال رقبته؟ |
Rehabilitasyona girip çıkmış. Şimdi nerede? | Open Subtitles | لم يعمل في وظائف كثيرة عدا البناء، دخل مركز لإعادة التأهيل وخرج منه |
Isınmak için ateş yakmış ve kontrolden çıkmış. | Open Subtitles | لقد قام بإشعال النار للتدفئة وخرج الأمر عن يده |
Ne yazık ki, bir kere açığa çıkmışsa açığa çıkmış demektir. | Open Subtitles | لسوء الحظ، بمجرد أن خرج هناك، وخرج من هناك. |
Yan odadaki adamın kıyafetlerinden almış ve yürüye yürüye çıkmış. | Open Subtitles | أخذ بعض الملابس من الرجل بالغرفة المُجاورة وخرج ماشياً من الباب. |
Beş yıl yemiş, şartlı tahliyeyle çıkmış. | Open Subtitles | خدم لـ 5 سنوات وخرج بالإدانة مع وقف العقوبة |
İçinden çıktı ve sürünerek kötülük yapmaya gitti. | Open Subtitles | شئ شرير تحطم علي الأرض في . وخرج منه وانزلق بعيداً ليفعل أشياءً شريرة |
Mahkeme, nefsi müdafaa kararı verdi, o da ceza süresi bitince, çıkıp gitti. | Open Subtitles | وما الذي حدث للرجُل الذي قتله؟ حكمت المحكمة أنه كان دفاعاً عن النفس، لذا، أنهى الرجُل مدّة عقوبته، وخرج |
General, o adam kampınıza yürüyerek girdi... her şeyi yerle bir etti, ve kızla beraber yürüyüp gitti. | Open Subtitles | أيها الجنرال ، إن هذا الرجل دخل معسكرك ودمر المكان تماماً ، وخرج بالفتاة |
Yani hapisten çıkıp çanta dolusu altın külçeyle bir restoran satın aldı. | Open Subtitles | وخرج من السجن وإشتري مطعم بحقيبة من الذهب. |
Adam arabasıyla kolayca içeri girmiş, kızı atmış ve gitmiş olmalı. | Open Subtitles | ليس هناك دخول مسور وأعتقد بأنه دخل وخرج بسهولة وألقى بها وهرب |
4 Ekim'de de bölgesi dışına çıkmıştı, Hasbro. | Open Subtitles | وخرج عنه في الرابع من أكتوبر أيضا يا هاسبرو |
Kızın birinin evine gidiyor, bir saat sonra da çıkıyor. | Open Subtitles | ، لقد دخل إلى شقة فتاةٍ ما ، وخرج بعد حوالي الساعة |
Bir anda ağzımdan çıkıverdi. | Open Subtitles | وخرج للتو من فمي... |
Bir keresinde bir çocuğun bu ofise bariton olarak girdiğini... ve soprano olarak çıktığını duymuştum. | Open Subtitles | لقد سمعت بهذا في السابق فقد دخل هذا الشاب للمكتب شخصاً عادياً وخرج صاحب أعلى صوت |
İçeri ve dışarı dağılın, saldırıyı ağırlaştırmak için her tarafa dağılın. | Open Subtitles | دخل وخرج من سجن الأحداث، فترات سجن مُنفصلة للإقتحام، إعتداء مُتفاقم. |
Posta kutusuna gelen bir şeyle kafası karışmış ve olaylar kontrolden çıktı. | Open Subtitles | هو مشتت قليلاً حيال شيء ما وصله بالبريد وخرج الأمر عن سيطرته |