Gerçek hayattaki sorunlar; belirsizdir, iyi tanımlanamazlar ve hep farklı koşullarda karşımıza çıkarlar. | TED | وغالبًا ما تكون مشاكل العالم الحقيقي غامضة وغير واضحة التعريف ودائمًا ما يتغير السياق المحيط بها. |
Beni bir baba gibi sevdin ve hep yanımda oldun. | Open Subtitles | أحبّبتني مثل الأبّ. ودائمًا وقفت بجانبي. |
Ne zaman bir şey söylemeye çalışsam sen araya giriyorsun ve haklı olduğun konusunda ısrar ediyorsun ve hep haklı olduğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تقاطعيني، وتصرّين على أنكِ مُحقّة، ودائمًا تفعلين الأمور بطريقتكِ. |
Ondan sonra büyük açık havaya çıktık, her zamana bölge halk onayı ile ve her zaman gerekli ruhsatlar ile. | TED | ومن ثم ذهبنا إلى الأماكن الواسعة في الخارج، دائمًا بعد موافقة المجتمع المحلي، ودائمًا بصحبة التصاريح اللازمة. |
Bazen darmaduman ve her zaman sürprizlerle dolu. | TED | أحيانًا تكون فوضويّة، ودائمًا لا يمكن التنبّؤ بها، |
Bu işi, gazeteciliğin meslek olarak zor olduğunu ve fikir ve görüşlerin tartışılmasını desteklemede hep rolü olduğunu ve her zaman da olacağını bilerek yapıyoruz. | TED | ونقوم بذلك العمل ونحن على علم بأن الصحافة تعاني بصفتها مؤسسة، ودائمًا لديها دورٌ لتلعبه، وستستمر على ذلك من أجل دعم تبادل الآراء ووجهات النظر. |
Muğlaklığa, yanlış anlamalara ve çatışmalara açık olur ve daima kötü sona ererler. | Open Subtitles | وهي تلائم الغموض سوء الفهم، والصراعات ودائمًا ما تنتهي بسوء |
"Hastaları iyileştirin, açları doyurun zayıfları gözetin, ve daima yalnız dua edin" dedi. | Open Subtitles | بل هذا الرجل. لقد قال في وصاياه" داوي المرضى وأطعم الجوعى, وارعى الضعيف بيننا, ودائمًا فلتصلِ في خلوة." |
Her zaman boks alanında ve hep geç saatlerde geliyor. | Open Subtitles | دائمًا في منطقة الملاكمة ودائمًا آخر الليل |
30 yıl boyunca hiçbir yarışı kaybetmedik. Burada başladık ve hep kazandık. | Open Subtitles | ،لم نخسر مسبقًا طوال 30 عامًا .لقد إنطلقنا من هنا ودائمًا ما كنا نفوز |
30 yıl boyunca hiçbir yarışı kaybetmedik. Burada başladık ve hep kazandık. | Open Subtitles | ،لم نخسر مسبقًا طوال 30 عامًا .لقد إنطلقنا من هنا ودائمًا ما كنا نفوز |
Babam her seferinde Jamaica'daki dedemleri ziyarete giderken beni hep bu restorana görütürür... ..ve hep öküzkuyruğu sipariş ederdi. | Open Subtitles | اعتاد أبي أخذي لهذا المطعم بكل مرّة ذهبنا لزيارة "جدّي وجدّتي في "چامايكا ودائمًا يطلب طبق ذيل الثور الخاص |
ve her zaman daha hızlı okumamız için zorlanıyorduk. | TED | ودائمًا ما كان يُطلب منّا القراءة بشكلٍ أسرع. |
ve her zaman polisten önce kimin yalan söylediğini ya da katilin kim olduğunu bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | ودائمًا أُحاول أن أُقرر من يكذُب أو من قتل الآخر قبل أن تفعل ذلك الشرطة أرى إذا كان بإستطاعتي هزيمتهم |
Geçmişte çıktığım tüm erkekleri evlenecekmişim gibi gördüm ve her zaman incinerek bitirdim. | Open Subtitles | بالماضي، كافة من واعدتهم ،فكرت حيالهم كمادة للزاوج ودائمًا ما كنت أتعرض للأذى بالنهاية |
Doğum günlerimizi ilk o kutlar ve her zaman muhteşem hediyeler alır bize. | Open Subtitles | هو أول من يتصل في أعياد ميلادنا، ودائمًا يجلب لنا هدايا مذهلة. |
Hiç kaçırmadan "Çözülmemiş Esrarlar"ı izlerdi ve her zaman bir teorisi olurdu. | Open Subtitles | شاهد أسرارٌ غير محلولة بشكلٍ دينيّ، ودائمًا كانت لديه هذه النظريّة. |
Şimdi ve daima. | Open Subtitles | الآن ودائمًا. |