İşte o zaman bu aletlerin potansiyeli gerçeğe dönüşür. | TED | وذلك عندما يمكنُ أن تصبح إمكانات هذه الأدوات حقيقة واقعة. |
İşte o zaman anladım ki, öyleyse kız hayran haykırışları bir süper güç gibiydi. | TED | وذلك عندما أدركت أن صراخ المعجبة ليس إلا قوة عجيبة. |
Ama günlüğümü almıştı ve geri almaya çalıştım. İşte o zaman bana vurdu. | Open Subtitles | لكنه كان عنده مفكرتى , وأنا حاولت أن أعيدها وذلك عندما ضربنى |
İşte o anda Lucille, kendisine ait olup da başkasının sahip çıktığı son şeyi buldu. | Open Subtitles | - لا أعلم - وذلك عندما عرفت أن آخر ما كان لها قد أُخذ |
İşte o an anladım ki edebiyatın dönüştürücü gücünün kültür olmadan hiçbir önemi yok. | Open Subtitles | وذلك عندما أدركتُ أن القوة التحويلية للأدب هي لاشيء دون محو الأمية. |
Evet Ve o zaman hata yapmaya başlarlar. | Open Subtitles | نعم، هم يَعملونَ، وذلك عندما يَرتكبونَ الأخطاءَ. |
Tam o anda, az önce yüzleştiği adamın yüzüyle yüz yüze geldi. | Open Subtitles | وذلك عندما واجهت الرجل الذي واجهته للتو أأنتِ جاهزة؟ |
Ve o esnada ismini duydu. | Open Subtitles | وذلك عندما سمع أسمه |
Sarah, onun dünyasıyla ilgilenmeme çok şaşırmıştı Ve işte o zaman benim de savaşabileceğimi anladım. | Open Subtitles | . وذلك عندما قررت أننى يمكن أن أدخل حرب أيضاً |
İşte o zaman, bütün gün boyunca aklıma gelen en makul fikirdi. | Open Subtitles | وذلك عندما جائتني الفكره الوحيده من اليوم كله |
İşte o zaman, kaderimiz bizi daha iyi bir yere götürür ya da daha iyi bir şey, öyle ya da böyle bizi bulur. | Open Subtitles | وذلك عندما نجد طريقاً لشيء أفضل أو يجد ماهو أفضل طريقه إلينا |
İşte o zaman bir şeyin suda yüzdüğünü gördüm. | Open Subtitles | وذلك عندما رأيت شيئا متمسكاً بالعوامة في الماء. |
Dışarı çıkınca, cinayeti biraz araştırdım işte o zaman ödül koyduklarını gördüm. | Open Subtitles | عندما خرجت من السجن , بحثت عن القتل وذلك عندما رأيت المكافأة معروضة |
Hemen ellerini çözdüm, işte o zaman oradan gelen bir silah sesi duydum. | Open Subtitles | فككت قيده على الفور وذلك عندما سمعت العيار الناري قادم من هناك |
Biz de araştırmaya koyulduk Ve işte o zaman her şey değişti. | Open Subtitles | ذهبنا للتحقيق، وذلك عندما تغيّر كلّ شيءٍ. |
İşte o anda gördüm. | Open Subtitles | وذلك عندما رأيتها |
İşte o anda Tobias bir kötü haber daha aldı. Merhaba anüs turtası. | Open Subtitles | (وذلك عندما تلقى (توبايس المزيد من الأخبار السيئة |
Shay'in ne demek istediğinin işte o an farkına vardım. | Open Subtitles | وذلك عندما ادركت ماكانت تقصده شاي |
Ve o zaman iççamaşırı çıktı. | Open Subtitles | وذلك عندما الملابس الداخلية إنفصلتْ. |
Ve Tam o anda bir rüzgar esmeye başladı. | Open Subtitles | وذلك عندما بدأت تهبّ رياح ... منعشة فجأةً |
Ve o esnada Buster, geliş sebebi olan kadını gördü. | Open Subtitles | وذلك عندما رأي (بستر) الأمرأة التي أتي من أجلها |