Öyleyse arkanda durmasını söyle. Fırlatmaya kadar bir saatin var. | Open Subtitles | ـ أطلب منها البقاء وراءك ـ لديك حوالي ساعة قبل الإنطلاق |
Tam arkanda siyah pardösülü bir adam var. | Open Subtitles | هناك رجل بمعطف أسود طويل يقف وراءك تماما |
arkanda silahı kafana çevirmiş biri olabilir. - Ne kadar zamanım kaldı? | Open Subtitles | انظري خلفك , شاهدي هناك شخص وراءك يوجه مسدساً على رأسك |
Seninle konuşabilmek için ve iç çamaşırlarının üstünü görebilmek için arkana oturmuştum. | Open Subtitles | أجلس وراءك لأستطيع التحدث معكِ ومحاولة رؤية الجزء الأعلى من ملابسك الداخلية |
Devam etmek için tek yolun, geçmişi geride bırakmak olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | أرى أنّ الطريقة الوحيدة لتتابع حياتك هي أنْ تترك الماضي وراءك |
Tam arkandayım, ahmak. | Open Subtitles | - وراءك مباشرة أيها الغبي |
Bunu sahnede arkanda 50 kişilik koroyla söylediğini düşün. | Open Subtitles | السبب هو أنني أغني هنا، ولكن لو غنيتها على الخشبة. مع جوقة من 50 فرداً وراءك. |
Bildiğin her şeyi arkanda bırakırsın. Ve sevdiklerin. Bedel ödeyen onlar olur. | Open Subtitles | وتخلّف وراءك كلّ ما عرفتَه يوماً وأحبابك هم من يدفعون الثمن |
Yani bana bunun senin için iyi bir fikir mi olduğunu soruyorsan İşini bırakıp sahip olduğun tek aileyi arkanda bırakarak daha önce hiç bulunmadığın bir yere 5000 kilometre yolculuk etmek. | Open Subtitles | إن كنتي تسأليني أنها فكرة جيّدة أن تستقيلي من عملك وتتركي وراءك عائلتك الوحيدة وتسافري 3آلاف ميل |
Bu mükemmel bir duygu. Her şeyi arkanda bıraktığını fark ettiğin an... | Open Subtitles | إنه شعور رائع عندما تدرك بأن كلّ شيء وراءك |
arkanda asılı duran saati çok seviyorum, çünkü hala hasta bile olsan, iyi olduğun anlamına geliyor. | Open Subtitles | تعجبني تلك الساعة الضخمة ،المعلّقة وراءك لأنّها تعني أنك بخير رغم أنك لازلت مريضا |
Ölmüş oğlumu şuan arkanda görüyorum ve bunun gerçek olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | .. كما أستطيع رؤية ابني الميّت يقف وراءك مباشرة أعلم بأنه ليس حقيقياً |
- Sandığından daha hızlı ve kuvvetliler. Peşindeyseler, kaç. Kaç, arkana bakmadan. | Open Subtitles | عندما يأتون اجر ولا تنظر وراءك |
Bir adam yol sordum, "şehirden çık ve arkana bakma" dedi. | Open Subtitles | لقد سألت أحد الرفاق عن الإتجاه فقال لي "اترك البلدة ولا تنظر وراءك"، أوه لا! |
Her şeyin elinden kayıp gittiğini hissettiğinde, geride kalacağını anladığında, paçanı kurtarmak için elinden geleni yapmalısın. | Open Subtitles | أعني، عندما تشعر أن كلّ شيء يذهب فهذا ما ستتركه وراءك طلب الأوقات اليائسة من أجل الإجراءات اليائسة |
- Hemen arkandayım. | Open Subtitles | -أنا وراءك مباشرة |
Kaç, ve Birleşik devletlerde ki silah taşıyan her idiotta senin peşinden gelecektir. | Open Subtitles | اهرب وسيكون وراءك كل ابله يحمل بندقية فى اميريكا 321 00: 27: 32458 |
Öncelikle zaman değişiminin içine gir, sonra kapıyı arkandan kapat. | Open Subtitles | بمجرد أن تصبح بداخل النقلة الزمنية يمكنك إغلاق الباب وراءك |
arkada bir adam bırakıp gidemezsin! | Open Subtitles | أنت لا يمكن أن تفعل ذلك لا تستطيع أن تترك أحد وراءك |
Her zaman arkanı kollamalısın evlat. | Open Subtitles | عليك دائماً النظر وراءك يا فتى |
Amerika'da arkanızda bir hayli borç bıraktınız. | Open Subtitles | تَركتَ وراءك بَعْض الديونِ الكبيرةِ في أمريكا. |
Çıkarken kapıyı kapat! | Open Subtitles | اغلق الباب وراءك |
Bekle arkandaki genç adam çabucak medikal bir soru soracak. | Open Subtitles | مهلاً، ثمة شاب يقف وراءك ويريد طرح سؤال طبي سريع |
Sonra da neredeyse bütün kasabayı takmıştın peşine. | Open Subtitles | ثم قمت بجرّ المدينة بأكملها تقريباً وراءك |
Tabii neyin peşinde olduğunuza bağlı. | Open Subtitles | إنها تسير وراءك ، لكن هذا يتوقف علي ما الذي أنت وراءه |
- Arkanıza dikkat edin. | Open Subtitles | اوه اللعنة، انتبه وراءك |
Efendim, Arkanızdan villanızı yakmanızın zamanı değil. | Open Subtitles | لا وقت لحرق الفيلات وراءك |