| Başın büyük belada. Sen ikinci aracı sürüyordun. Yeşil kamyonu. | Open Subtitles | أظنك في ورطة كبيرة فنحن نعلم أنك كنت في السيارة الثانية الشاحنة الخضراء |
| Yoksa gizlice depoya mı giriyordunuz? -Başınız büyük belada. | Open Subtitles | هل كنت تتسلل إلى المخزن أنت فى ورطة كبيرة |
| Babacık döndü. - Başım büyük belada demektir. - Tahmin bile edemezsin. | Open Subtitles | أبي في المنزل , أنا في ورطة كبيرة الآن ليس لديك أيّ فكرة |
| İyi ki yanımızda değil. Yoksa başımız büyük dertte olurdu. | Open Subtitles | الشيء الصحيح الذي لم نجلبه فنحن بالفعل في ورطة كبيرة |
| Eğer değilse başın büyük dertte. | Open Subtitles | لأنه إذا لم يكن متواجداً، فأنت في ورطة كبيرة |
| Yarın dışarı çıkmaya çalışırsan başın büyük belaya girer genç hanım! | Open Subtitles | إذا أمسكتك تحاولين الذهاب غداً ستكونين في ورطة كبيرة أيها الشابة |
| Colorado bunu öğrenirse, başınız şimdikinden çok daha büyük belaya girer. | Open Subtitles | اذا أكتشف ذلك كلورادو سوف تضعى نفسك فى ورطة كبيرة |
| Ama yakalansaydın başın büyük bir belaya girerdi. | Open Subtitles | لكن كان من الممكن أن تقع في ورطة كبيرة إذا تم الإمساك بك |
| Herhangi bir şekilde onun canını yakarsan başın büyük derde girer. | Open Subtitles | إذا الدببة حتى أدنى ضرر... نهاية المطاف في ورطة كبيرة. |
| Telefona istediğin kadar cevap verme ama inan bana başın büyük belada yaşlı kadın. | Open Subtitles | يمكنكِ ألا تردي على مكالماتكِ كما تريدين ولكن ثقي في أيتها المرأة العجوز أنتِ في ورطة كبيرة |
| Seninle bunun hakkında konuşamazsam, başım büyük belada demektir. | Open Subtitles | إن لم أستطع التحدث معك بهذا الشأن فأنا في ورطة كبيرة |
| Bu işin arkasındakini bulamazsan,.. ...hepimizin başı büyük belada. | Open Subtitles | تدرك أنّه إن لم تجد من وراء هذا فقد نكون جميعاً في ورطة كبيرة. |
| Eğer elinde vakıf fonu, yaşlı zengin sevgili ya da en üst listeden birkaç ünlü yoksa başımız büyük belada. | Open Subtitles | إذا لم يكن لديك صندوق أستثماري أو من يغرقونك بالعطايا أو أحدى المشاهير على قائمتك فنحن في ورطة كبيرة |
| O zaman, başım büyük belada olurdu, çünkü bir nevi hedef oldum ve beni bu durumdan kurtarabilecek tek adam sen gibisin. | Open Subtitles | كنت ساصبح في ورطة كبيرة لاني الآن في موقف... ... وانتتكادتكونالوحيد... |
| Kızın başı büyük dertte. | Open Subtitles | هذه الفتاة في ورطة كبيرة وربما تذهب للسجن |
| Başımız büyük dertte. Bu konuda ne yapacaksın? | Open Subtitles | نحن في ورطة كبيرة ماذا ستفعل حيال الأمر؟ |
| Aynen ama başı büyük dertte. | Open Subtitles | نعم ولكني أعتقد أنه في ورطة كبيرة |
| Visteon'ın arabasının başı büyük dertte! | Open Subtitles | السيارة فيستيــون في ورطة كبيرة |
| Ne olup bittiğini anladıklarında başımız büyük belaya girecek. | Open Subtitles | سنقع في ورطة كبيرة إن أدركوا ما الذي يحدث. |
| O lanet İspanyol! O adi herif bir daha gelirse başı büyük belaya girecek! | Open Subtitles | ابن الزنا اللعين، إذا عاد ذلك الوغد مرة أخرى سيكون في ورطة كبيرة |