Ama o kabul etmedi. Güney Afrika'yı ırkçılıktan gerçekten arındırana kadar bunu yapmayı reddetti. | TED | لكنه لم يفعل. ورفض ذلك إلى أن حقق هدفه بتحرير جنوب أفريقيا من الفصل العنصري. |
Ayrıca gizemli bir karakter yarattı ve eserinin anlamına dair yapılan her tür spekülasyounu reddetti. | TED | لقد أبقى شخصيته غامضة للعلن، ورفض تأكيد أو إنكار أي تخمين يخص معنى أعماله الفنية. |
Barış için Rus İmparatoruna haber gönderdim. reddetti. | Open Subtitles | أرسلت إلى إمبراطور روسيا من أجل السلام ورفض |
Kral Alfonso, Roma'nın kılıcı olarak hareket edeceğine söz veriyor müttefiklik teklifinizi reddediyor. | Open Subtitles | الملك "الفانزو" وعد ليكون سيف روما ورفض عرضك بالتحالف |
Daha sonra bu konu hakkında kamuoyuna konuşmuş. Sonra da savaşmayı reddetmiş. | Open Subtitles | ثم تحدث علناً عن هذا لاحقاً ورفض بعدها أن يقاتل |
Baban işe yaramazın biri olduğunu düşünüyordu, hukuk fakültenin parasını ödemeyi reddetmişti, hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتتذكر عندما ظنَّ والدك أنك غير مؤهل ورفض الدفع لك لكلية القانون؟ |
Peder Consett bana fahişe dedi ve elimi sıkmayı reddetti. | Open Subtitles | أعطني الآب كونست أي يوم , هو دعاني عاهرة ورفض مصافحة يدي حتى أعترف بي |
Düşünüldü ve reddedildi, teşekkürler. | Open Subtitles | إعتبر ورفض , شكرا لكم. |
Ona uzaklaşmasını söyledim, ama o küfür edip reddetti. | Open Subtitles | طلبت منه أن يتحرك، ولكنه استخدم ألفاظاً بذيئة ورفض المغادرة. |
Zavallı Lizzy'ye hiç yüz vermedi. Açıkça onunla dansa kalkmayı reddetti. | Open Subtitles | لقد تجاهل ليزى المسكينة ورفض الوقوف معها |
BU FİLMDE YER ALMAYI YA DA HERHANGİ BİR ŞEKİLDE DAHİL OLMAYI REDDETTİ. | Open Subtitles | ورفض التدخل بصورة أو بأخرى في أحداث الفيلم |
Acil olduğunu söyledi ve telefonda detay vermeyi reddetti. | Open Subtitles | قال ان الأمر طارئ,ورفض إعطائي أي معلومات في الهاتف |
Kuzey Kharun'un BM büyükelçisi bunu propaganda olarak değerlendirip reddetti. | Open Subtitles | ورفض سفير شمال الكارون لدى الامم المتحدة هذه الاقاويل |
Babası onu inkar etti hatta, onun varlığını kabul etmeyi bile reddetti. | Open Subtitles | الأب الذي نفاه، ورفض حتى الإعتراف بوجوده. |
Sigorta, aleyhimize açılan 6 milyonluk davayı yeniden gözden geçirdi, ...avukat tedbirsizliği nedeniyle, kapsama almayı reddetti. | Open Subtitles | إذن الضّمان أعاد قضيّة الـ6 ملايين ضدّنا، ورفض التّغطية بسبب ''تهوّر المُحاميّين'' |
Ama çıkaramıyorum canım. Üç yargıca gittim. - Hepsi de talebimi reddetti. | Open Subtitles | يبدو أنّ ذلك غير صحيح يا عزيزي، قابلتُ ثلاث قضاة ورفض جميعهم طلبي. |
Yaşıyor ve şehri boşlatmayı reddediyor. | Open Subtitles | إنه حي ، ورفض التنازل على المدينة |
lşıklarını kapatmayı reddediyor Lisa ve benimle ilgili imalarda bulunuyor. | Open Subtitles | هذا ما أخبرنى به ورفض إطفاء هذه الأنوار و إستمر فى السؤال عن ( ليزا ) و أشياء تتعلق بها |
Wakana deliye dönmüş ve para vermeyi reddetmiş. | Open Subtitles | غضب السيد واكانا ورفض تقديم المال |
Bildiğim kadarıyla diyalizi reddetmişti. | Open Subtitles | ورفض غسيل الكلى كما فهمت |
Davayı biliyor, ama bana hayır dedi. Belki sen onun fikrini değiştirebilirsin. | Open Subtitles | -يعلم تفاصيل القضية, ورفض ربما بامكانك تغيير رأيه |
Girişimde bulunuldu ve reddedildi. | Open Subtitles | إشعار البناء نظرا - ورفض. |
İşçi Bayramı'nın hafta sonunda çocuklarını alma talebi reddedilmiş. | Open Subtitles | طلب تقضية يوم عيد العمال مع اطفاله ورفض الطلب |