Bugüne kadar hep tahtadaki kağıt hedeflere ateş etmiştin değil mi? | Open Subtitles | لقد كانت أهداف ورقيّة الى اليوم، أليس كذلك ؟ |
Makineler yapıştırıcıyı tüplere doldurur ve çocuklar da onları sıkarak kartların üstüne kağıt yapıştırmaya çalışır. | Open Subtitles | وتقوم آلة بتعئبة الصمغ داخل علب. ويقوم الأطفال بعصر العلب للحصول على الصمغ ولصق قطعٍ ورقيّة على إحدى البطاقات. |
İhtiyacınız olursa orada kağıt havlu falan var. | Open Subtitles | في حال قمت بذلك، هناك مناشف ورقيّة تحت المقعد، حسناً؟ |
Çok uzun zamandır, en son küçük bir kızken kardeşlerimle çayırlarda uçurtma peşinde koşarken sahip olduğum türden bir mutluluk. | Open Subtitles | مِن النوع الذي لمْ أشعر به ...منذ زمن طويل مُذ كنت صغيرة أجري في الحقول مع شقيقتَيّ نلاحق طائرةً ورقيّة |
Sence de annemin Noel'de sana bir uçurtma almış olması ve onu hiç uçurtmamış olman ironik değil mi? | Open Subtitles | أتعتقد أنّه أمر باعث للسُخرية أنّ أمّنا جلبت لك طائرة ورقيّة كهديّة عيد الميلاد، ولمْ تستخدمها قط؟ |
Hiçbir evrak doldurmadın. Testi sahte isimle yapacağım. | Open Subtitles | أنتَ لم تملأ أيّ معاملات ورقيّة سأجري هذا الاختبار تحت اسم مستعار |
Ne planöre, ne Kâğıt uçağa, ne de ultralighta. | Open Subtitles | بدون طائرات حربيّة, طائرات ورقيّة أو "الترا لايز" |
Buraya geldiğimde, avcuna bir kağıt sıkıştırmıştı. | Open Subtitles | عندما وصلتُ إلى هنا، كان لديها قطعة ورقيّة تُمسكها في يدها مع اسم وعنوان. |
Fazla yağ emmemesi için kağıt havluyla yağı üstünden alıyorsun. | Open Subtitles | إستَخدم منشقة ورقيّة لمسح الزيَت الزائِد |
kağıt havlu görmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أُريد أن أرى أية مناديل ورقيّة. |
Pek çok profesyonel Avcı, bu kartı hem canlarından çok değerli görürler hem de işe yaramaz bir kağıt parçası olduğunu söylerler.. | Open Subtitles | أغلب الصيّادين المُحترفين يعتبرون بطاقاتهم أكثر قيمة من حيواتهم الخاصة. والتي هي حتّى الآن ليست أكثر من شريحة ورقيّة في يدك. |
- kağıt havlu getireyim. | Open Subtitles | -سأحضر منشفة ورقيّة |
- Bir kağıt bebek. | Open Subtitles | -دمية ورقيّة . |
Kışın ortasında nasıl bir insan uçurtma uçurmaya çalışır ki? | Open Subtitles | أيّ نوع من البشر يحاول جعل طائرة ورقيّة تُحلّق في منتصف الشتاء؟ |
Demek istediğim, uçurtma uçurmak herkesin işi değildir. | Open Subtitles | السّر يكمن في أنّ جعل طائرة ورقيّة تطير ليس شيئاً يمكن للجميع القيام به |
uçurtma uçuruyor gibi duruyorsun. | Open Subtitles | حاولي كما تطيّرين طائرة ورقيّة. |
Tüm hayatım evrak işleri ve politika arasında geçiyor. | Open Subtitles | حسناً، مُجمل حياتي مُتكوّنة من أعمال ورقيّة وسياسة. |
Beni gösteren hiç bir evrak izi yok. | Open Subtitles | لا تُوجد أيّ أعمال ورقيّة تربطني بهذا المكان. |
Kalanı sadece evrak işi. | Open Subtitles | والباقي مجرّد أعمال ورقيّة |
Kâğıt harita. | Open Subtitles | خريطة... ورقيّة. |