"وزمان" - Translation from Arabic to Turkish

    • zaman ve
        
    • ve zamanı
        
    • ve zamanda
        
    • ve ne zaman
        
    • zaman olursa
        
    Bütün zaman ve uzayda yaşayan ve ölen bir milyon versiyonun olur. Open Subtitles مليون نسخة منكِ، تعيش وتموت في كلّ مكان وزمان
    Evet ama sanırım onu ne zaman ve nasıl kullanacağımızı atladık. Open Subtitles نعم ولكننا فوتنا الجزء عندما تحدثنا عن مكان وزمان استخدامه
    Şu an bulunduğumuz zaman ve mekâna zorunlu iniş yapıyoruz demek oluyor. Open Subtitles يعني أننا سنهبط اضطرارياً في مكان وزمان ما
    Evet, her şeyin yeri ve zamanı vardır. Open Subtitles نعم ، هناك دائما مكان وزمان مناسب لكل شئ
    Sivri bir dilin var Claire ama bunun da yeri ve zamanı var. Open Subtitles لديكِ لسان حاد يا كلير ولكن هناك مكان وزمان من أجل هذا
    Uzay ve zamanda iki nokta arasindaki madde Mevcut transferi . Open Subtitles نقل المادة بين نقطتين بينهما فجوة مكان وزمان
    EXIF verileri bana, nerede ve ne zaman çekildiklerini söylüyor. Open Subtitles بيانات الصورة المتبادلة تخبرني بمكان وزمان التقاط الصور
    Nerde, ne zaman olursa olsun, mümkün oldukça seks yapmaktan hoşlanıyorum ama karşıma gerçekten harika biri çıkarsa... bilemem. Open Subtitles أحب الممارسة بقدر ما يمكن أي مكان وزمان لكن لو مررت بشخص مذهل لا أدري
    Ama tam olarak yaptığımız şey buydu hem de aklımıza bile gelmeyen zaman ve yerde. Open Subtitles لكن هذا تحديداً ما فعلناه في أبعد مكان وزمان عن التصور
    Merhabalar, zaman ve uzayda gezen o gizemli seyyah benim. Open Subtitles مرحباً، أنا المغامرة الغامضة لكل مكان وزمان
    Üçüncü olarak, sera gazı emisyonun nerede ne zaman ve kim tarafından salındığını şeffaflaştırmamız ve ölçmemiz gerek. Bu şekilde her bir fırsat için özel eylemler gerçekleştirebiliriz. TED ثالثا, نحتاج للقياس لجعله واضحا في اي مكان وزمان من يصدر غازات الاحتباس الحراري لذا يمكننا القيام بافعال محددة لكل من هذه الخيارات.
    Bu suikastin ne zaman ve nerede yağılacağını açıklıyor. Open Subtitles هذا يؤكد مكان وزمان الإغتيـــال
    Seçilmiş birkaç kişinin belirli bir zaman ve mekanda dışarıya gidebildiklerine dair kayıtlar var. Open Subtitles "ثمّة سجلّات تشير بأن هناك قلّة مختارة" "من مكان وزمان مختارين تمكّنوا من الخروج من عالمنا"
    Hayır, Mon-El, şeker yemenin bir yeri ve zamanı var. Open Subtitles لا يا (مون-إل) يوجد مكان وزمان لأكل الحلوى
    Bir yeri ve zamanı. Open Subtitles بمكان وزمان
    Gemiyi teslim et, ben de senin seçtiğin yer ve zamanda adamlarını serbest bırakayım. Open Subtitles سلم سفينتك وسأنزلكم سالمين في مكان وزمان من اختياركم
    İşlemin nerede ve ne zaman olacağınıysa bilmiyoruz. Open Subtitles مالا نعلمة مكان وزمان العملية.
    Ve Moz sayesinde artık parayı nereye ve ne zaman istersek aktarabileceğiz ki böylece Woodford, Panterlerin şaşaalı yıllarındaki yöntemlerine dönmemize izin verdi. Open Subtitles الى اي مكان وزمان نريد ولهذا يدعني (ودفورد)اعيد (النمور) الى سنين مجدهم
    Hayatımın 15 yılını özgür olma hakkımız için mücadeleyle ve nerede ne zaman olursa olsun sevişmekle harcadım. Open Subtitles أمضيتُ 15 عاماً من عمري أناضل من أجل حقوقنا لكسب حريتنا ولأجعل الحب في كل مكان وزمان.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more