| Yeni süitler çok pahalı olmakla kalmıyor bana kilo da aldırıyorlardı. | Open Subtitles | لم تكن الأجنحة الفاخرة غالية فحسب بل كانت تزيدني وزناً كذلك |
| Ve yine bu bir spektrum; bu yönde giderseniz, kilo verirsiniz, daha iyi hissedersiniz ve daha sağlıklı olursunuz. | TED | ومرة أخرى, هي سلسلة: عندما تتجه إلى هذا الإتجاه, سوف تفقد وزناً, سوف تشعر بتحسن, وسوف تتحسن صحتك. |
| kilo almak için bugün yiyebildiğim kadar fazla yedim. | Open Subtitles | لقد أكلت كل ما أستطيع اليوم حتى أكتسب وزناً |
| Ailem ve ben daha hafif ve taşıması benim için daha kolay olacak bir trampet düzeneği tasarlamak için bir mühendisle birlikte çalıştık. | TED | لذلك عملت أنا وعائلتي مع أحد المهندسين لتصميم الطبلة و الحمالة و التي من شأنها أن تكون أخف وزناً و يكون حملها أسهل. |
| Küçük bir ağırlık alırsanız küçük bir kasılma, | TED | عندما تضعُ وزناً خفيفاً، يكون التقلّص قليلاً؛ |
| Peki, fiziksel değerlendirmelerin sonuncusu bu. Bu üsteki herkesten daha fazla ağırlığı ittin, çektin, kaldırdın, uzaylı teknolojisi olmadan. | Open Subtitles | هذا آخر تدريب بدني لك، لقد قمت برفع وإستخدام وزناً أكثر من أي شخص آخر هنا |
| Hamile kadınlar kilo alır, kilo vermezler. | Open Subtitles | تَزدادُ النِساءُ الحبلى وزناً و هم لن يَفْقدونَه |
| Tabii ya, sen ondan alt tarafı 200 kilo daha ağırsın, şişko herif. | Open Subtitles | بالطبع. فأنت تفوقه وزناً بـ500 باوند. أيها البدين |
| İşte burada çok kilo aldığını düşünmüştü ve diyete başladı. | Open Subtitles | .... هنا عندما إكتسب وزناً كبيراً إضّطر بعدها للإلتزام بحمية |
| - Son zamanlarda kilo aldın. | Open Subtitles | حَسناً، قَدْ لاحظنَا بأنّك إزددتَ وزناً مؤخراً. |
| Eğer benim kilo vermemi istiyorsan neden direk söylemiyorsun? | Open Subtitles | أن كنت تريدني أن أفقد وزناً لماذا لا تأتي وتقول ذلك؟ |
| Giderek yaşlanıyor, kilo alıyorum ve farkına varmadan şişko ve çirkin biri olacağım. | Open Subtitles | الآن فقط أتقدّم في السنّ وأزيد وزناً وقبل أن أدرك ذلك، سأصبح كبيره وسمينه وليست جذّابه |
| Aynı zamanda striptizciyim. kilo aldığımdan sorun oluyor. | Open Subtitles | بالإضافة إلي , أني راقص , ولكنّي قد أكتسب وزناً ولذا هذه مشكلة |
| Daha hafif ve yüzeyle sürtünmesi daha az olan arabalar hareket etmek için daha az güce ihtiyaç duyar ve böylece motorları daha küçülür. | TED | السيارات الأخف وزناً و الأكثر انزلاقاً تحتاج إلى قوة أقل لتحريكها, لذا فمحركاتها تكون أصغر. |
| Artık üst vücut, robotun laboratuvarda yürüyebileceği kadar hafif. | TED | وبعد ذلك أصبح سطح الرجل الآلي أخف وزناً .. حيث أصبح بإمكانه السير في المخبر |
| hafif Belki biraz daha az gri ve birkaç kilo. | Open Subtitles | ربما قليلاً من . الشعر الرمادي و أخف وزناً |
| orta bir ağırlık alırsanız orta bir kasılma, | TED | عندما تضعُ وزناً متوسّطاً، يكون التقلّصُ متوسّطاً؛ |
| büyük bir ağırlık alırsanız büyük bir kasılma elde edersiniz. | TED | وعندما تضعُ وزناً ثقيلاً، يكونُ التقلّص كبيراً. |
| Üzerine yeterince ağırlık bindirirsek batarsın. İIgilensen de ilgilenmesen de. | Open Subtitles | أننا إذا ربطنا وزناً كافياً بك سوف تغرق, بغض النظر عن مصلحتك |
| Umarım parmağındaki kayadan daha çok ağırlığı olur. | Open Subtitles | آمل أن يكون له وزناً أثقل من هذا الحجر المعلّق بإصبعكِ |
| Evvela en hafifimiz denesin. | Open Subtitles | سنرسل الأخفّ وزناً أوّلاً |
| Kendim alırdım Tenten ama senin adımların daha hafiftir. Çocukları uyandırmaz. | Open Subtitles | كُنت لأفعل ذلك بنفسي يا (تان تان) لكنك أخف وزناً وأقل فرصة فى إيقاظ الرجل. |