"وسأعطيك" - Translation from Arabic to Turkish

• vereceğim
• vereyim
• veririm
• ben de sana
• Ve sana
• veriyorum

Evet sana yemek, yatak ve kıyafet vereceğim ama bana ücretsiz çalışacaksın.
أجل،سأعطيكً طعاماَ وسأعطيك سريراً وسوف اعطيك ثياباً ولكنك ستعمل لدي بدون أجر

Seni tam olarak 19.30'da arayıp, nereye gideceğinin talimatlarını vereceğim.
سأتصل بك فى الساعة 7: 30 تماما وسأعطيك التفاصيل الى اين تذهبين

Şimdi hapishaneye kadar gel de sana hakkın olan parayı vereyim.
تعال إلى السجن وسأعطيك ما أنا مديون به لك

Kartımı vereyim sonra hesaplaşırız.
أعطني عنوانك وسأعطيك عنواني وسنحل الأمر لاحقًا

Hisseleri tavana vurduracak sonuçları veririm ya da laboratuvarı kapatmanıza yardım ederim.
وسأعطيك نتائج سوف ترفع أسعار أسمهك أو سأساعدك في غلق المختبر بنفسي

ben de sana elimizdeki her şeyin kopyasını vereyim.
وسأعطيك نسخة من كل شيء نجده ما رأيك بهذا؟

Yola çıktığımızda 25 dolar daha ve iş bittiğinde de 50 dolar vereceğim.
وسأعطيك 25 دولار اخرى عندما نبدأ الرحلة و50 دولار عندما يتم العمل

Eğer iyi olursan... ve ona iyi davranırsan,sana istediğin şeyi vereceğim.
كوني جيدة وأحسني تصرفك وسأعطيك ما تحتاجين إليه

İn atından. Bir tane de sana vereceğim.
إنزل من على صهوة حصانك وسأعطيك درسا جديدا

İzin vereceğim ama size de aynı esnekliği tanıyacağım.
سأسمح بالأمر وسأعطيك نفس المعاملة في دورك

Onluğu geri ver ben de sana iki beşlik vereyim.
وسأعطيك 5 كاملة وخمسة من فئة الجنيه. دعني أتخلص من الفكة.

Benim tarafımda dua et, sana kazancımdan pay vereyim. -Ne kadar?
حسناً، قم بالدعاء إلى فريقي وسأعطيك نصيباً من الأرباح

Size bunları günlüğü 1 dolara verebilirim ve yanında da iyi bir takım veririm.
أستطيـع أن أتركك تحظـى بذلك الزيّ بـ 1 دولار في اليوم وسأعطيك فريق جيّد

Seni serbest bırakırım ağırlığınca gümüş, boyunca ipek veririm yeter ki mızrağını bir kere daha böyle kullan.
سأجعلك حرا , وسأعطيك وزنك من الفضة ، و إرتفاع قامتك حرير مقابل رمية واحدة مثل هذه

Protestocuların gitmesini sağlarsan, bütün şişeyi sana veririm.
أطرد المحتجين من هنا وسأعطيك الزجاجة بكاملها

Sıradaki üç atıştan herhangi birini onuncu halkaya sok ben de sana fotoğrafları vereyim.
ضع أياً من الرصاصات الثلاث المُقبلة في مدى 10 دوائر، وسأعطيك الملفات.

Ben de dedim ki; sen bana bilgisayarını ver ben de sana paranı vereyim.
فقلت له: اعطني حاسبي العين وسأعطيك مالك.

Bunu alıyorum Ve sana kalan 20'yi tamamlaman için bir ay veriyorum.
سأخذه ، وسأعطيك شهرا لتعويض الـ20 الأخرى.

Oyuncakları görüyor musun? Tamam, bunu buraya koyuyorum ve bunu da sana veriyorum.
هل ترى هذه الألعاب؟ سأضع واحدة هناك، وسأعطيك هذه.