"وسحب" - Translation from Arabic to Turkish

    • çekti
        
    • çekip
        
    • çek
        
    • çekmiş
        
    • soy ve
        
    • sürükledi
        
    Umarım fazla rahatsız etmedik. S*tir! Sonra da silahı kafasına dayadı ve tetiği çekti. Open Subtitles نأمل أننا لم نزعجك كثيراَ ومن ثم وضع مسدس في يده وسحب الزناد
    Oğlum bankaya döndü ve 20.000 dolar daha çekti. Open Subtitles ابني عاد للبنك وسحب 25 الف دولار مره ثانيه
    Sahibi beni gördü, 38'liği çekti. Ben de tabanları yağladım. Open Subtitles ورآني مالك المحل وسحب مسدّساً عيار 38 وخرجتُ من هناك بأسرع ما يمكن
    Elektrik çarpmış gibi sarsıldı enjektörü çekip attı sağlıkçılara geri çekilin deyip TED وأتذكر أنه اهتز كما لو كان صعق بالكهرباء، وسحب الإبرة، وقال للمساعدين الطبيين أن يتراجعوا.
    Bu yüzden burada düşünmemiz gereken tekrar geriye dönmek; havadan karbondioksiti çekip çıkarmak. TED ولذا فإن ما يجب علينا أن نفكر به الآن هو العودة لما قبل ذلك؛ وسحب ثاني أكسيد الكربون من الهواء.
    Tatlım, illa yapacaksan annenin yüzünü yukarı doğru çek. Open Subtitles أنت تعرف، والعسل، إذا كان أي شيء، وسحب وجه الأم لتصل.
    Hiç şüphesiz bir iki hafta içinde, gizemli Bay Ziebold bankaya gitmiş ve parasını çekmiş. Open Subtitles وخلال أسبوع أو اثنين، لا شك السيدالغامض"( زيبولد)" ذهب إلى البنك وسحب ماله.
    Şimdi sarıl, soy ve yap artık şunu diyorum. Open Subtitles أود فقط أن أقول لكم ويجب أن تعالج وسحب قبالة.
    Koyunu da ipe çekerek sürükledi. Open Subtitles وسحب الخروف بعيدا بسلسلة
    Babamız seni ihmalkârlığından... ve şöhret arzusundan ötürü ölüme terk etmiş... fakat benim durumumda, gözlerimin içine bakıp çekti tetiği. Open Subtitles والدنا تركك لتموت من الإهمال وشهوته للمجد ولكن معي، لقد نظر إلي عيني وسحب الزناد
    Beni öldürmek yerine, bir sebepten silahını kafasına doğrulttu ve tetiği çekti. Open Subtitles ولكن بدلًا من ذلك، لسبب ما قد صوّب السلاح إلى رأسه وسحب الزناد
    Sanki suyun altında tutuluyor gibiydim, ve sonunda birisi bana ulaştı ve başımı yukarıya çekti böylece nefes alabildim." TED شعرت أنني قد علقت تحت الماء ، وشخص ما وصلت إستطاع أن ينقذني قبل الوصول الى القاع وسحب رأسي حتى أتمكن من التنفس. "
    Gözümün içine baktı ve silahını çıkarıp tetiği çekti. Open Subtitles ،نظر إلي مباشرة وسحب مسدسه وأطلق النار
    (Kahkahalar) Birkeresinde Marvin Minsky ile bir 747'ye biniyordum. Şu kartı çekti ve dedi ki ," Oh bak, Şuna bak diyorki TED (ضحك) كنت على متن طائرة 747 ذات مرة مع "مارفن مينسكي"، وسحب هذه البطاقة وقال: " آه انظر، انظر إلى هذا.
    Kukla gibi iplerini çekti. Open Subtitles وسحب خيوطك كما لو كنت دمية..
    Komutanım çıldırmıştı... Tabancasını çekip başıma dayadı Open Subtitles استشاط ضابطي المسئوول غضباً وسحب مسدساً وصوبه على رأسي
    Bu zencilerin şimdi tek yaptıkları kütük çekip, alet taşımak. Open Subtitles أنّ الزنوج يحملون الأحمال الآن وسحب العربات.
    Tamam, burası. Sağa sap. Köşeyi dön, sonra da acilin önüne çek. Open Subtitles جعل الحق، اذهب حول الزاوية وسحب في حالات الطوارئ.
    Yargıç elini cebine soktu bir çek çıkardı ve davacıya uzattı. Open Subtitles القاضي ادخل يده بجيبه وسحب شيكا ,و سلمه إلى المدعي
    Aldridge'i yukarı çekmek için katil, bağı koluna dolamış ve çekmiş. Open Subtitles من أجل رفع (أولدريدج) لفّ القاتل الحبل حول ذراعه وسحب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more