Olan oldu ama telafi etmenin bir yolu olabilir. | Open Subtitles | ما حدث قد حدث. لكن ربّما هناك وسيلةٌ أخرى. |
Teşekkür ederim. Başka bir yolu olmadığından emin miyiz? | Open Subtitles | أأنتَ واثقٌ أنّه لا توجد وسيلةٌ أخرى؟ |
Öğrenmenin tek yolu var. | Open Subtitles | هنالكَ وسيلةٌ واحدة لمعرفةِ ذلك. |
Yatakta kalmasına gerek olmayan başka bir yol daha var. | Open Subtitles | هناكَ وسيلةٌ أخرى طريقةٌ كي لا تبقى في السرير |
İletişim kurulabilen tek yol vardı, o da yok oldu. | Open Subtitles | كانت لدينا وسيلةٌ وحيدةٌ للتواصل وقد خسرناها الآن |
Bunu kanıtlamanın tek bir yolu var. | Open Subtitles | حسنٌ , هنالكَ وسيلةٌ واحدة لإثباتِ ذلك |
Başka yolu yok. Onunla buluşmalıyım. | Open Subtitles | لا يوجدُ وسيلةٌ اخرى .عليّ الإلتقاء به |
Bundan kurtulmanın . hiç bir yolu yok. | Open Subtitles | رباه ، كلا ... ليس هناكَ وسيلةٌ لكِ لتهربي من هذا |
Çatıya çıkmanın güvenli bir yolu var mı? | Open Subtitles | أهناك وسيلةٌ آمنة للوصول إلى السقف؟ |
Acaba daha iyi bir yolu var mıdır, sevgilim? | Open Subtitles | أتسائل ياعزيزي هل هنالك وسيلةٌ أفضل؟ |
Söylüyorum sana, bunu halletmenin tek bir yolu var. | Open Subtitles | هناك وسيلةٌ واحدةٌ للتعامل مع |
Bak, bu silahla kendini öldürdüğünü kanıtlayabileceğiniz bir yol vardır değil mi? | Open Subtitles | إنظر , حسنٌ , لابدَ بأن هُنالِكَ وسيلةٌ ما بإمكانكَ بها أن تثبتَ أن هذا المسدس الذي قتلَ نفسهُ به, صحيح؟ |
Sanırım aramızdaki bu yeni bağı kuvvetlendirecek bir yol var. | Open Subtitles | -أظنّ هناك وسيلةٌ لتعزيز الرابطة بيننا . |