"وشارة" - Translation from Arabic to Turkish

    • rozeti
        
    • rozetin
        
    • rozetini
        
    • ve rozet
        
    • rozetim
        
    • rozet ve
        
    Yaşlı tavuğun silahı, rozeti var. Sana karşı da çabuk parlıyor. Open Subtitles ذلك الأبله العجوز لديه مسدس وشارة وهو سيضع مؤخرته عليك
    Beklenenden bir gün önce NYPD dedektifi, New Orleans'a gidip onu geri getirmiş. rozeti, silahı ve evrakları tamammış. Open Subtitles " قبل يوم من المتوقع ظهر محقق " نيويورك " في " نيو أورلينز يحمل هوية وشارة وسلاح وكل الأوراق الرسمية المطلوبة
    Benim büyüdüğüm yerde, ya bir silah ve rozetin olacaktı ya da bir baretin ve çekicin. Open Subtitles ترعرت في مكان إمّا أن تملك مسدساً وشارة أو أن تملك مطرقة
    Oynak gözlü korsan rozetin. Open Subtitles وشارة القرصنه ذو العيون اللامعه
    Mac amcanın silahı ve rozetini müzeye koymaları için Teksas polisine gönderdim. Open Subtitles أرسلت مسدّس وشارة العمّ سام إلى الحراس، ووضعتُها في متحفهم
    Hayır, yapman gereken bana bir silah ve rozet verip iyi olduğum işi yapmama müsaade etmek. Open Subtitles ما تريد فعله هو إعطائي سلاح وشارة لأفعل ما أجيده..
    Los Angeles Polis Departmanı rozetim artık parlamıyor. Open Subtitles وشارة شرطة لوس أنجلوس قد تلاشــت أمامـــى
    Bize rozet ve silah vermeleri gerek. Open Subtitles ينبغي أن يعطونا الأسلحة وشارة الشرطة أو ربما كلمة تريغر الرائع
    Silahı, rozeti ve seksi bir aksanı olan ateşli bir İngiliz. Tam senin tipin. Open Subtitles -رجل بريطاني جذّاب بلكنة مثيرة، وشارة ومسدس، نوعكِ المفضّل
    Şimdi bir rozeti ve silahı var. Open Subtitles . و الآن إنّه يحمل سلاحاً وشارة
    Ama şu an bu mahkeme salonunda bir kadın var azıcık bir sarışın mükemmelliği hafifçe pudra şekeri ekilmiş ve çok iyi biçimlendirilmiş meyveli çörek gibi rozeti ile burada duruyor. Open Subtitles لكن هناك مرأة في هذه المحكمة هنا، قطعة صغيرة من الكمال الأشقر... فطيرة مصنوعة بشكل مثالي فوقها القليل من مسحوق السكر وشارة.
    Silahın, rozetin, güvenirliğin. Open Subtitles هذا السلاح وشارة وأوراق الإعتماد.
    Pekala dinle, silahınla rozetin varken dışarıda ne yapacağın belli olmaz, tamam mı? Open Subtitles مع مسدس وشارة
    Silahını ve rozetini teslim et. Open Subtitles اليد في سلاح الخدمة الخاص بك وشارة الخاصة بك.
    Bir gümüşi ıhlamur yaprağı bulursam doğa rozetini kapacağım! Open Subtitles ورقة واحدة مِنْ ليندن الفضّي وشارة الطبيعةَ كُلّها ملكي!
    Cole Kowalski's rozetini ve silahını duvarın içinde buldu. Open Subtitles وجد كول, مسدس وشارة (كولوسكي) في الجدار
    Kimlik ve rozet! Open Subtitles الهوية وشارة.
    Bir rozetim, silahım ve baş ağrım var. Open Subtitles أملـــك صداعاً, وشارة ومسدس
    - Ancak? Size bir rozet ve silah teslim etmek büyük bir sorumluluk. Open Subtitles ...مع ذلك - تسليمك مسدس وشارة مسؤولية ضخمة -

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more