"وشراب" - Translation from Arabic to Turkish

• içki
• şurubu
• içecek
• içkiye
• ve su
• rom
• martini
• içkiyle
• limonata

Biraz ani olduğunun farkındayım, ama dans, içki ve eğlence olacak.
أعرف أن الامر مفاجئ وغير تقليدي لكن سيكون هناك رقص وشراب وضحك

Bütün istediğim, sıcak bir banyo ve soğuk bir içki.
كل ما اريده الآن هو حمام ساخن وشراب بارد

Biraz antihistamin ve öksürük şurubu alırsın.
اجلب لي بعض الانتيهيستامين وشراب الكحة روبودياكسام

Artık sahne ışığı şeker ve yüksek früktozlu mısır şurubu üzerindeyken şirketlerin diğer früktoz bazlı tatlandırıcılar için baştan çıkarıcı bazı isimler kullandığını fark ettim.
مع وجود السكر وشراب الذرة الذي يحتوي على الفركتوز تحت تسليط الأضاءة لاحظت ان الشركات تستخدم

Bedava yemek ve içecek vardı ve insanlar çalışırken eğleniyordu.
كان هناك أكل وشراب مجاني وناس يحظون بالمتعة في العمل

Duş ve birer içkiye hazır olmalısınız.
رجالك لابد و انهم جاهزين لاخذا حمام وشراب

Bu yüzden birtakım zeki ve ileri görüşlü New Yorklular bunu bir uyarı işareti olarak alıp yatak odalarına aylarca yetecek yiyecek ve su stok ettiler.
وبعض سكان نيويورك الاذكياء بعيدوا النظر رأوا ذلك على انه انذار بالخطر فتأكدوا من ملىء غرف نومهم بما يكفيهم لأشهر من طعام وشراب

Bu biraz vakit alacak. Ana salonda yiyecek ve içki bulacaksınız.
لن يستغرق حديثنا أكثر من دقيقة لديكم طعامٌ وشراب فى البهو الرئيسى

Bilirsin, yemek, içki, insanlar dans eder, kızlar köşede ağlar.
كما تعلمون ، طعام وشراب وأناس يرقصون وفتاة تبكي في الركن أهو فضائي ؟

Kıyıları gezer, içki içeriz.
أنتِ ستحضرين الجميع على يختي جولة على البحر، وشراب

İçmeye devam edersen de mayana karışır." Böyle bir içki işte.
وشراب آخر منه يجعلكم تتكلمون مع الطبيعة.

Karakterlerin damarında mısır şurubu mu var acaba yani?
كأن هذه الشخصيات تمشي وشراب الذرة يجري في عروقهم

Kabartma tozu mayaya karşı, akçaağaç şurubu bala karşı eski tarz şeker ve Tanrı aşkına bu malzemeler için neredeyse 300 yıllık din savaşı çıktı.
أيهما أفضل مسحوق الخبيز أم الخميرة وشراب القيقب أم العسل، أم السكر العادى؟ كما نشبت حرب طوال 300 عام حول الحشو،

Fransız vanilyalı dondurma ve öksürük şurubu.
بوظة فرنسية بالفانيلاّ وشراب السعال.

Bu bir kaç dakika sürer. Büyük salonda yemek ve içecek birşeyler bulabilirsiniz.
لن يستغرق حديثنا أكثر من دقيقة لديكم طعامٌ وشراب فى البهو الرئيسى

Ve ona combo spesiyal isteyip istemediğini sordum, ki içinde aile boyu patlamış mısır ve orta boy içecek var.
سألته اذا كان يريد وجبة خاصة ذرة صفراء كبيرة وشراب متوسط

Ama bu iş Hindistan'a şunu söylemenizden önce gönderilmesi lazım: "Patates kızarmasıyla yanında içecek sever misin?"
الاعمال التقنية بدأت فى الإنتشار فى الهند لذا يمكنك أن تقول إنك تحتاج إلى بطاطس وشراب

İlanda sigara ve içkiye düşkün olduğu yazıyırdu, ve ben de "Bu yaşlı hanım partileri seviyor" diye düşündüm
رايت في الاعلان , انها صاحبة تدخين وشراب, وعندها قلت " تلك السيده العجوز تحب الحفل "

Sıcak bir duşa ve gerçekten güçlü bir içkiye ihtiyacım var.
أحتاج إلى حمام دافئ وشراب قوي حقا.

Seni yemek ve su olan güvenli bir yere götüreceğim.
سآخذك إلى مكان آمن فيه طعام وشراب

Ona sigara ve rom veriyorum.
أنا أقدم له السيجار وشراب الروم

Orada güzel bir açık büfe servisi ve martini bulabilirsiniz.
حيث أعددنا بوفيه جميل. وشراب المارتيني لكم جميعًا.

Ama partinin tekinde elimde içkiyle herkes beni biriyle tanıştırmaya çalışırken...
لكن الوقوف في حفلة وشراب في يدي بينما يحاول الجميع ...تقديمي

Bir limonata ve iki kitapla öğleden beri oturuyorsunuz oyunda oynadığınız yok.
تجلس هنا طوال الظهيرة, ومعك كتابين ,وشراب واحد ولا تلعب حتى الألعاب,