"وصادق" - Translation from Arabic to Turkish

    • ve dürüst
        
    • dürüstsün
        
    • dürüst ve
        
    • ve samimiydi
        
    Aramızda açık ve dürüst bir diyalog olmasaydı, bu seçimler önümüzdeki dört yıl boyunca fil gibi aramıza girecekti. Kelime oyununu kasten yaptım. TED وبدون حوار مفتوح وصادق بيننا، كانت هذه الانتخابات ستكون المشكلة الواضحة طيلة السنوات الأربع القادمة، والتورية مقصودة.
    Yine de sık sık Rich'in Kathy'ye sunduğu gibi basit ve dürüst bir açıklama sunulduğunda bunu reddediyoruz. TED ولكن مرارًا وتكرارًا، عندما يتمُ تقديم شرح بسيط وصادق مثل الذي قدّمه ريتش لكاثي، نحنُ نرفضه.
    Biliyorum bu onun son isteği ve açık sözlü ve dürüst olmalıyım ama sorun şu ki, onun hakkında söyleyecek iyi şeyler bulamıyorum. Open Subtitles أعلم بان هذا كان طلبه النهائي أنني اكون صريح وصادق لكن المشكلة لا أستطيع العثور على أي شيء جيد
    Çünkü sende olmak istediğim her şey var. Sen sadıksın, dürüstsün, kibarsın. Open Subtitles لأنّك تتسم بكلّ المُثُل التي أتطلّع إليها، فأنت وفيّ وصادق وعطوف
    Ne olursa olsun her zaman dürüst ve açık ol. Open Subtitles مهما كلف الأمر دائماً كنا صريح وصادق ومنفتح
    Ortamın havası dostâne ve samimiydi. Open Subtitles أن المكان لطيف ودافئ وصادق بالنسبة له
    Öyleyse neden birbirimize karşı medeni, nazik ve dürüst olmuyoruz, anlaştık mı? Open Subtitles لذا الذي لا نحن فقط يُحاولُ لِكي يَكُونَ مؤدّبينَ مدنيينَ وصادق مَع بعضهم البعض، حسناً؟
    O iyi ve dürüst bir insan ve Hıristiyan yardımseverliğine örnek olmak istiyor. Open Subtitles إنه رجل خيرَ وصادق و يحاول جمع التبرعات للكنيسة
    İnançlı ve dürüst olacağım. Open Subtitles والصليب الواهب للحياة لأن أكون مخلص وصادق دائماً
    Nazik ve dürüst olduğunu sanmıştım. Open Subtitles حسناً ، جيد له لقد أعتقدت انك كريم وصادق
    - Somut, anlamlı ve dürüst şeyler söyleyeceğini düşünerek ve söylemediğinde şaşırarak bir yerlere gelmeyi sürdüremem. Open Subtitles لا استطيع ان اتي وانا اعتقد انك ستقول شيء كبير وذا مغزى وصادق ثم اتفاجئ عندما لا تفعل
    Ama seks yapmamın sebebi, senin zeki, komik ve dürüst olduğunu düşünmemdi. Open Subtitles وأقمت العلاقة معك لأنني اعتبرتك ذكي ومسـلي وصادق
    Gerçek ve dürüst ve hemen anlaşılabilecek şeyler değil ama sonra çok yüzünüzde oluyor, bilirsiniz, gürültülü bir şekilde. Open Subtitles حقيقي وصادق ورقيق للغاية نوعاً ما بل مباشر في الوجه أيضاً كما تعلم ، بصوتٍ عالٍ
    O, küstah bir b. k, biliyorum, ama aynı zamanda iyi ve dürüst bir adam. Open Subtitles . إنه متعجرف لعين , ولكنه رجل طيب وصادق
    Adil ve dürüst bir lider. Open Subtitles إنها قائد عادل وصادق ولها احترام الوحدة
    Sen. Karının gözlerine bak ve Jaikant'ın temiz ve dürüst bir adam olduğunu söyle. Open Subtitles أنت. ننظر إلى عيون زوجتك ويقول .. وهذا هو Jaikant رجل محترم وصادق.
    Aynı zamanda sadık ve dürüstsün. Open Subtitles ولكن أنت أيضا مخلص وصادق وشخص لطيف
    Chih-hao, sadık ve dürüstsün. Open Subtitles هاو شية، أنت موالي وصادق.
    Vefalısın, dürüstsün, iyi bir insansın. Open Subtitles أنت وفى, وصادق ونزيه
    Bu sene dürüst ve güzel bir iş çıkardığı için oğlumla gurur duyuyorum. Open Subtitles اود ان اشكر الله لأنه ابن صالح وعمل بجد في هذا العام بشكل حسن وصادق.
    Tüm buluşma boyunca... Romantik ve samimiydi. Open Subtitles رومانسيّ، وصادق...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more