Kapıyı açtı ve bağırdı: "Çok geç kaldınız!" | Open Subtitles | قرر أن يفتح الباب بنفسه وصرخ فيهم قائلا لقد تأخرتم |
Biri konuştu. Biri 'bravo' diye bağırdı. Kimdir bağıran? | Open Subtitles | من الشخص الذي تكلم وصرخ أحسنت؟ |
- Bunu ona söyledim, bana bağırdı. - Ne söyledi ? | Open Subtitles | اخبرته بذلك وصرخ في وجهي ماذا قال؟ |
Sana korna çaldı, ve bağırdı! | Open Subtitles | ولقد زمر لك بالسيارة وصرخ عليك |
Odama geldi ve bağırmaya başladı "Ben yarın gidebilirim, ama sen bu gece gidiyorsun." | Open Subtitles | لقد اتى للمكتب ووقف هناك وصرخ من الممكن ان اغادر غدا |
Bir seferinde, büyük baba Jack'in bıçağıyla hindiyi kesmeye çalışırken eli kaydı ve parmağını kesti sonra "hasiktir!" diye bağırdı. | Open Subtitles | مرة واحدة، كان يحاول قص في تركيا سكين للجد، نجا منه وأنه قطع إصبعه وصرخ: "شيت". |
Gömleğini çıkardığımda çok bağırdı, acıdan çok korkusu yüzünden. | Open Subtitles | انه كان متوترا" للغاية,وصرخ كثيرا" عندما نزعت قميصه لكن اعتقد انه بسبب الخوف اكثر من الألم |
- ... Herkes dışarı! 'Var mısın Yok musun'u izlemek istiyorum diye bağırdı. | Open Subtitles | وصرخ قائلًا "ليخرج الجميع أريد مشاهدة برنامج المسابقات" |
Geçerken arabadan biri bağırdı, | Open Subtitles | rlm; كنت أعبر الطريق، وصرخ رجل من سيارته، |
Mahkeme salonuna geçti ve bağırdı, "Sana bir balık gibi dokunacağım" | Open Subtitles | اندفع في قاعة المحكمة , وصرخ "سأُخرجُ أحشائك مثل السمكة" |
Birdenbire ekipten biri bağırdı: "Askerler" | TED | وصرخ أحد أعضاء فريقي فجأة: "جنود!" |
Groten deliye döndü ve "Hepsi casus, vurun!" diye bağırdı. | Open Subtitles | -فقد (جورتون) صبره تماماً وصرخ قائلاً " كلهم جواسيس ، أطلقوا النار عليهم" |
bağırdı çağırdı ama son verdim. | Open Subtitles | لقد صاح وصرخ لكني فعلتها |
Bunun için de bana bağırdı. | Open Subtitles | وصرخ عليّ لذلك أيضاً |
Ve herkese bağırdı. | Open Subtitles | وصرخ على الجميع |
"Personel toplantısından sonra Ari zımbayı duvara fırlattı ve bir temsilciye tekrar annenin vajinasına gir biraz daha piş diye bağırdı." | Open Subtitles | "بعد الاجتماع، ألقى (آري) بدباسة عرض الحائط "وصرخ على وكيل "أن عليه العودة لرحم أمه، لينضج قليلا" |
"İşte gidiyoruz!" diye bağırdı kasketli çocuk. | Open Subtitles | ! وها نحن ننطلق ! "وصرخ (كيم) ذو "قبعة البيسبول |
Ama sonra pelerinini açtı ve bağırdı... | Open Subtitles | إلى أن لف نفسه بعباءته وصرخ |
Ertesi gün Cruise, yüzüne yaklaşarak kilise liderini aşağıladığını iddia ederek masayı yumrukladı ve ona bağırdı. | Open Subtitles | فى اليوم التالى, وعلى بُعد سنتيمترات من وجهها, ضرب (كروز) المائدة بقبضته وصرخ فيها لاهانتها رئيس الكنيسة. |
Stark, bardağına uzanır sineği çıkarır ve bağırmaya başlar... | Open Subtitles | أمّا الستاركيّ أدخل أصابعه في كأسه، وأخرج الذّبابة وصرخ: |