- Onun için zor bir durumdu. | Open Subtitles | لقد كان وضعا صعبا بالنسبة له أنا أفهمك |
Bu sıra dışı bir durumdu. | Open Subtitles | كان وضعا غير أعتيادي |
Herkes için zor bir durumdu. | Open Subtitles | لقد كان وضعا صعبا للجميع |
Harika bir durum değil ve geldiğimde bunu ele almayı umuyorum ama şimdi yapamam. | Open Subtitles | ليس وضعا طيبا وأتطلع لتحليله حتى النخاع عندما اعود |
Yani bu şöyle bir durum yaratıyor, 22. katta muazzam manzaraya sahip bir sanat mekanında çalışan sanatçılar var, ama aynı zamanda kuratörün açıp kapayabileceği bir yere yakın olma durumu da var. | TED | فذلك يخلق وضعا من هذا القبيل حيث لديك الفنانين الذين يمكن أن تعمل من خلالهم مساحة فنية لديها أيضا اطلالة مدهشة في الطابق الـ 22 ولكن لها أيضا القرب المنسق يمكن فتح أو إغلاق. |
Biliyorum ama bu sıra dışı bir durumdu. | Open Subtitles | اعلم ولكن هذا كان وضعا خاصا |
Evet! Korkunç bir durumdu ama bitti gitti. | Open Subtitles | أوكيه, كان وضعا سيئا |
Çok zor bir durumdu ve... | Open Subtitles | كان وضعا صعبا جدا, و ... |
Bu normal bir durum değil. | Open Subtitles | فقط افهم بأنه ليس وضعا عاديا هنا. |
Yaşam tarzımız yeni bir durum yarattı... coşkulu ve dost canlısı, bu, onu reddeden toplumun içindeki mikro toplumu yerle bir etti. | Open Subtitles | الطريقة التي عشنا بها خلقت وضعا جديدا مملوءا بالحيوية و الصداقة فيوسطمجتمعمجهريمتمرد... |
Süperman, Kuzey Kutbunda bir durum gelişti. | Open Subtitles | [تنبيه] باتمان: سوبرمان، وقد وضعت وضعا حتى في القطب الشمالي. |
Kitt'in dediği gibi, anormal bir durum. | Open Subtitles | كما قال كيت ، ربما كانت وضعا شاذا |
Bu, ideal bir durum değil ama oğluma tapıyor. | Open Subtitles | وليس وضعا مثاليا لكنها تعشق ابني. |
Ne yazık ki, Bay Nagata'nın yaptıkları mümkün mertebe acil bir durum oluşturdu. | Open Subtitles | لسوء الحظ، أعمال (السيد ناجاتا)... سببت وضعا حرجا للغاية... . |