| Ayrılmadan önce tacı kasaya koydun. | Open Subtitles | قلتِ: أنكِ وضعتِ التاج في القبو قبل مغادرتكِ، هل كان هناك أحد آخر؟ |
| Larkin peçeteleri başka bir yere mi koydun? | Open Subtitles | ؟ لاركن .. هل وضعتِ مناديل المائده في أي مكان اخر ؟ |
| - Konuştuğumuz o gece. Kalemi masanın üzerine koydun. | Open Subtitles | في الليلة التي تحدثنا فيها، وضعتِ القلم على الطاولة. |
| Kendini ve ruhunu tehlikeye attın ama seni hayalkırıklığına uğrattım. | Open Subtitles | اريدك أن تعلمي بأني أشعر بالسوء لما حدث لقد وضعتِ نفسك على خط القتال لقد وضعتِ روحك على الخط و أنا قمت بخذلك |
| İçi patlamamış mühimmat dolu bir vücuda elini soktun. | Open Subtitles | أنتِ وضعتِ يدكِ في تجويف جسدي الذي كان يحتوي على مادة قابلة للانفجار |
| O keneotu tohumlarını evime siz koydunuz değil mi? | Open Subtitles | لقد وضعتِ بذور الخروع بمنزلي، أليس كذلك؟ |
| Bana tavuk çorbası yaptın ve başıma soğuk kompres koydun ve tüm vücudumu kalamin losyonuyla ovdun. | Open Subtitles | , اعددتِ لي حساء دجاج و وضعتِ كمادات لي و دهنتِ جسدي بملطف |
| İhtiyar babanı öldürmek için fare zehri koydun, değil mi? | Open Subtitles | وضعتِ سمّ الفئران فى الطعام كى تقتلى أبيكِ المسنّ ، أليس كذلك؟ |
| Acı sosu mu fazla koydun? | Open Subtitles | هل وضعتِ الكثير من الصلصة الحارة على هذا الطبق ؟ |
| Yaşadığın olayı mantığınla açıklayamadığın için Eden'ı piramitin en tepesine koydun. | Open Subtitles | ولأنّك مررتِ بما لم تستطيعي تفسيرهُ منطقياً فقد وضعتِ عدن في أعلى مخطط الهرم |
| Ses çok kötü geliyor. Böceği nereye koydun ayakkabısına falan mı? | Open Subtitles | هذا الصوت يبدو فظيع، أين وضعتِ جهاز الإرسال فى حذائه أو شيءٌ كهذا؟ |
| Ama o sayfaları güvenli bir yere koydun değil mi? | Open Subtitles | ولكنكِ وضعتِ تلك الأوراق بمكانٍ آمن، أليس كذلك؟ |
| Bu akşam köfteye başka bir şeyler koydun mu, tatlım? | Open Subtitles | هل وضعتِ شيئاً مختلفاً برغيف اللحم اللّيلة، عزيزتي ؟ |
| Madalyonu yarış arabalı kalem kutusuna mı koydun yani? | Open Subtitles | أنتِ وضعتِ القلادة في صندوق الأقلام على شكل سيارة السباق ؟ |
| Bir DNA testi için tarağa başka saç koydun. Neredeyse işimi kaybediyordum, tamam mı? | Open Subtitles | لقد وضعتِ شعرًا زائفًا لأجل إختبار حمضٍ نووي. |
| - ...dün gece kendini riske attın. - Biliyorum. | Open Subtitles | ـ إنّكِ وضعتِ نفسكِ في خطر البارحة ـ أعلم |
| - ...dün gece kendini riske attın. - Biliyorum. | Open Subtitles | ـ إنّكِ وضعتِ نفسكِ في خطر البارحة ـ أعلم |
| Tanrı aşkına Al, kendini nasıl bir belaya soktun? | Open Subtitles | بالله عليك، ماهذا الجحيم الذي وضعتِ نفسك فيه ؟ |
| O keneotu tohumlarını evime siz koydunuz değil mi? | Open Subtitles | لقد وضعتِ بذور الخروع بمنزلي، أليس كذلك؟ |
| Ve benimkini yazdın. | Open Subtitles | لذا وضعتِ اسمي عليها |
| Bilginiz olsun diye söylüyorum mezarlıkta bunu cebime koyduğunu farketmiştim. - Farkedeceğini tahmin etmiştim. | Open Subtitles | ولعلمكِ علمت بأنكِ وضعتِ هذا في جيبي عند المقبرة |
| Maça para mı yatırmışım! | Open Subtitles | هل وضعتِ رهاناً على المباراة؟ |
| Bence ayağını benimkinin üstüne koyarsan... | Open Subtitles | .... أعتقدُ أنك وضعتِ قدمكِ على لغم |
| O formu bilerek doldurdun. Önlerine bir kemik attın. | Open Subtitles | وضعتِ تلك الأوراق عن عمد، وكأنكِ ألقيت لهم عظمة. |
| - Aslında bebeğini sihirli bir dolaba koymuştun. | Open Subtitles | فأنتِ لمْ تربّي طفلاً مِنْ قبل وإنّما وضعتِ طفلة في خزانة سحريّة وحسب |