"وعاء" - Translation from Arabic to Turkish

    • kase
        
    • kâse
        
    • kap
        
    • ot
        
    • kasesi
        
    • tas
        
    • kutu
        
    • kabı
        
    • beden
        
    • kasede
        
    • kutusu
        
    • esrar
        
    • kaseye
        
    • kavanozu
        
    • tabak
        
    İlk önce, bir kase krakerin orada ne yaptığını merak ettiler. TED يتسائلون ماذا يفعل وعاء الكعك المملح هذا هنا في هذا المكان.
    Xu Xian'a yenidoğmuş oğullarına iyi şans verecek bir kase sundu. TED عرض على زو شيان وعاء الزكاة لجلب الحظ الجيد لمولوده الجديد.
    Adamlar günde bir sıcak öğün yiyordu: Bir kâse buhar. Open Subtitles يحصل الرجال على وجبة طعام ساخنة في اليوم وعاء بخار
    Ve işte daha küçük ölçekte, bir küpe ölçeğinde veya seramik bir kap veya bir müzikal enstrüman önemli ve anlamlıydı. TED وهناك على النطاق الأصغر ، بحجم قرط أو وعاء من السيراميك أو آلات موسيقية ، كانت جوهرية ومترعة بالعاطفة.
    İçi altın dolu bir hazine yerine, içi ot dolu bir hazine. Open Subtitles باستثناء بدلا من وعاء كامل من الذهب انها وعاء كامل من وعاء
    Bir bıçak, bir rulo koli bandı bir barınak ya da bir çeşit su kasesi yapmam gerekirse diye. Open Subtitles سكين وشريط لاصق في حالة ما إذا أردت تشييد ملجأ أو صنع وعاء للمياه
    Ghata git, bir tas su getir ve hemen dön. Open Subtitles إذهب للقهات وأحضر وعاء من الماء وعد بسرعة
    Bir kutu puding Ve bir kutu karışık sebze, lütfen Open Subtitles وعاء حلوى إسفنجية و وعاء خضر منوعة ، من فضلك
    Şimdi, orada bir kahve kabı görüyorum, onu al. Open Subtitles الآن، ورأيت وعاء القهوة في هناك، انتزاع ذلك.
    Kocaman bir kase patlamış mısırla kanepeye uzanıp arabaların korna çalmasını dinleyeceğim. Open Subtitles سأتكور علي الأريكة مع وعاء كبير من الفشار ,واستمع إلي تزمير السيارات؟
    Her günün sonunda, hepimizin paylaştığı koca bir kase çorba yapardım. Her gece geç saate kadar çalışırdık. TED في نهاية كل يوم ,أقوم بعمل وعاء كبير من الحساء نتشاركه جميعنا. عملن جيداً في كل ليلة
    Ve burada bir kase güzel meyve,... ...ve arkadaşlarımın benim için diktirdikleri bir elbiseye bakıyorum. TED وأنا أنظر إلى وعاء جميل من الفواكه، وأنا أنظر إلى ثوب قد خطه لأصدقائي.
    Masanın kenarına bir kase kraker koyduk. TED كان لدينا وعاء من الكعك المملح وضع علي الجانب.
    İçinde ne kadar var, biliyorum. Adam başı bir kâse. Open Subtitles انا أعرف كم يوجد فيها وعاء واحد لكل واحد منكم
    Grimm'inin sihirli yulaflı kap hakkındaki peri masalını hatırlıyor musunuz? TED هل تذكرون حكاية جريم الخيالية حول وعاء الحساء السحري؟
    Hayır. Bazen ot ya da benzer bir şeyler alırım. Neden? Open Subtitles كلا بعض الاحيان اخذ وعاء كامل من الكحول او امن هذا القبيل
    Hoş bir meyve kasesi, poker oynayan köpekler. Open Subtitles نعم, الفن, وعاء جميل من الفاكهة الكلاب يلعبون البوكر
    Bir gün dara düşersen, sana bir tas çorbayı çok görmeyiz. Open Subtitles إذا دخلتَ في مأزق , سنقوم دائماً بالعثور على وعاء من الحساء لك.
    -Hayır. Bodrumda içinde kedi pisliği olan... bir kutu bulundu, ama kedi yoktu. Open Subtitles لكنهم وجدوا وعاء في البدروم به فضلات قط لكن لم يكن هناك أي قط
    Bir kahve kutusu veya süt kabı getirsen. Open Subtitles إذا أعطيتني وعاء قهوة أو دورقاً للحليب فقد أذهب وأتصرف بالخلف
    Eğer bir beden bulursa özgür kalabilecek... Yaşam için bir beden. Open Subtitles يمكن أن يُحرر إذا وجد جسداً، وعاء ليكون فيه
    Kırmızıbiberli hindi, ekmekten yapılmış bir kasede. Open Subtitles ديك رومي مع فلفل حار في وعاء مصنوع من الخبز
    Herhalde ayıldığında bir konserve kutusu çorba resmine bir servet ödediğini fark eden biri vurmuştur. Open Subtitles من المحتمل من قبل شخص واعي ومدرك هم دفعوا ثروة من اجل وعاء الحساء
    Üniversitedeki yatakhanenizde oturup, arkadaşlarınla esrar çekiyorsun bu zırva çözümü mü buluyorsun? Open Subtitles تجلس حول المسكن الخاص في الكلية التدخين وعاء مع رفاقا، وجئت للتو مع هذه حماقة؟
    Desteklerinin geri çekilmesiyle birlikte Fa Hai, onu büyülü kaseye hapsetmeye kalkışmıştı. TED ومع تراجع بركتهم، حاول فا هاي إيقاعها في وعاء الصدقات السحري الخاص به.
    Bir kavanozu bile açamıyorsun, sürekli ağlıyorsun. Open Subtitles لا تستطيع حتى فتح وعاء. تبكي طوال الوقت.
    Gerçek bir sütle bir tabak dolusu mısır gevreği ve dilimlenmiş muz. Open Subtitles وعاء من رقائق الذرة مع الحليب الحقيقي وشرائح الموز.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more