Otobüs kazası neticesinde yaşam boyu sağlık sorunları yaşadı ve birçok kez hastaneye yatırıldı. | TED | نتيجة لحادث الحافلة، ابتليت في صحتها مدى الحياة وعانت في العديد من المستشفيات. |
Savaş devam etti. Düzenlemeler sıklaştı ve Münih hava saldırılarına uğradı. | TED | تصاعدت وتيرة الحرب، شُدّد التنظيم، وعانت ميونخ من غارات جويّة. |
Asıl şahit, Bayan Coady, yaşlı ve son zamanlarda ciddi kalp rahatsızlıkarı var. | Open Subtitles | حيث ان الشاهده الرئيسه سيده ايلين كودى عجوز وعانت من بعض مشاكل القلب فى الفتره السابقه |
Bu dava için biraz acele var, esas tanık Bayan Coady'nin ilerleyen yaşı ve özellikle son dönemlerde yaşadığı ciddi kalp sorunları sebebiyle. | Open Subtitles | هناك حاله طارئه بهذه القضيه حيث ان الشاهده الرئيسه سيده ايلين كودى عجوز وعانت من بعض مشاكل القلب فى الفتره السابقه |
Dünyasında yaşadıkları ve Goa'uld iken başına gelenler inanılmaz bir suistimal. | Open Subtitles | ما واجهته وعانت منه عندما كانت جواؤلد هو اعتداء كبير |
Pek çok doğu ülkesi yıkıIdı ve bu güne dek acınası bir şekilde yaşadılar. | Open Subtitles | وهو الحال الذى أنتهت أليه كثير من دول الكتلة الغربية وعانت منه حتى هذا اليوم |
Savas siddetlidir ve Wichy güçleri büyük zarar görür. | Open Subtitles | كان القتال عنيفا وعانت قوات فيشى من اضرار كبيره |
ve yarım yüzyıl içinde, kumlar yavaş yavaş verdiğini alırken harabeye döndü. | Open Subtitles | وعانت المدينة لنصف قرن من اهمال شديد وغُمرت ببطء بالرمال |
Helene, beş yıl fahişelik yaptım ve bana muazzam zararları oldu. | Open Subtitles | كنت شرموطة لـ 5 سنوات وعانت سمعتي الكثير |
ve 2 yıl boyunca yatalak bir halde acılar çekti. | Open Subtitles | وعانت بشكل رهيب لمدة عامين كانت غير قادره علي العنايه بنفسها |
- Suikastçılar Birliği'yle iki tur atan ve zamanında kana susamışlıkla başa çıkan birine göre. | Open Subtitles | مثل امرأة عملت مرتين مع إتحاد القتلة'' وعانت من نهم الدم بداخلها'' |
Bayan Duroc şoka girdi, ve bir sinir argınlığı geçirdi. | Open Subtitles | أصيبت السيدة (ديروك) بصدمة بالغة، وعانت من انهيار عصبي حاد. |
Şu anda, cemaatimizde, mücadele vermiş, acı çekmiş, ve galip gelmiş, bir kadın var, sadece kendisi için değil, hepimiz için. | Open Subtitles | -الأن , في مجتمعنا توجد امرأة كافحت وعانت |
ve onun oldukça zor bir hayatı olmuştu, yani bir süre ıslahevinde kalmıştı ve işlediği bazı suçlardan dolayı tutuklanmıştı. | Open Subtitles | وعانت من حياة عصيبة جداَ قضت عقوبةَ في إصلاحية أحداث " جوفينيل " واعتقلت لجرائم صغيرة |
Hafıza ve uyumlanma problemleri yaşadı. | Open Subtitles | وعانت من مشكلات في ذاكرتها وإدراكها |
Günlüğünde buna "bahsedilemez bir hastalık erkekler taşıyor ve kadınlar cezasını çekiyor" dedi. | Open Subtitles | لا - ...فى مفكرتها كتبت "مرض ممنوع ذكره" نقل عن طريق الرجال وعانت منه النساء |
- ve bu gece yeterince şey yaşadı. | Open Subtitles | وعانت بما يكفي الليلة |
ve aynı kaderi paylaştı. | Open Subtitles | وعانت من نفس المصير |
ve çok da acı çekti. | Open Subtitles | وعانت كثيراً |