| Homer, yapma. Her şeyi kitabına uygun yapacağımıza söz vermiştin. | Open Subtitles | هومر لا انت وعدتني ان احنا نمشي زي الكتاب مبيقول |
| Beni hayvanat bahçesine götüreceğine söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد وعدتني ان تاخذني الى حديقة الحيوانات الموجوده في مركز المتنزه |
| Sen de, şirketin virüs araştırmalarına son vereceğine dair, bana söz vermiştin. | Open Subtitles | و أنت وعدتني ان أبحاث هذا الفيروس ستتوقف |
| Komiteye ifademi vermeden önce bana her şeyi anlatacağına söz vermiştin. | Open Subtitles | قبل ان ادلي بكلمتي في اجتماع تعديل حكمك لقد وعدتني ان تخبرني كل شئ |
| - Yeniliklere açık olacağına söz vermiştin. | Open Subtitles | انت وعدتني ان تبقى منفتح اه .. انا منفتح |
| Tatlım, bana afili bir hediye için para harcamayacağına söz vermiştin. | Open Subtitles | حبيبتي انت وعدتني ان لا تنفقي اموالاً على هدية غالية هذه السنة |
| Ve üzerimdeki elbise de Xela'dan, sizi #*%#! Ve o benim arabam İyi reklam olacağına söz vermiştin. | Open Subtitles | وانا ارتدي فستان من محل شيلا هذه سيارتي بقد وعدتني ان احصل على دعايه جيده |
| Kusursuz serumunun dayanıklı, yenilmez savaşçılar oluşturacağına söz vermiştin. | Open Subtitles | وعدتني ان مصلك العظيم, سيخلق جيش من المحصنين, جنود مذهلين. |
| Beni işte tutacağınıza dair söz vermiştin, değil mi? | Open Subtitles | لقد وعدتني ان تبقيني في العمل أليس كذلك |
| Bu arada, yolda bir hamburgerciye uğrayacağına dair söz vermiştin. | Open Subtitles | الى جانب انك وعدتني ان تقف في طريق عودتنا لتناول الهمبرغر أوه . |
| Payımın beni beklediğine dair söz vermiştin. | Open Subtitles | وعدتني ان حصتي ستنتظرني عند خروجي |
| Bana bir paket alacağına söz vermiştin. | Open Subtitles | وعدتني ان تبيع لي صندوق سجائر |
| Bana o şeyi bir daha asla kullanmayacağına söz vermiştin. | Open Subtitles | ولكنك وعدتني ان لا تركبها |
| Bana nerede olduğunu söylemek için söz vermiştin. | Open Subtitles | وعدتني ان تخبرني مكانك |
| Adi herif! Yanımda durmaya söz vermiştin. | Open Subtitles | يا نغل وعدتني ان تكون معي |
| Beni rahat bırakacağına söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد وعدتني ان تتركني وحدي |
| Böyle anlaşmamıştık Liam. Onu çıkaracağına söz vermiştin. | Open Subtitles | الاتفاق كان انك وعدتني (ان تخرج (ستيفاني |
| Çünkü hiçbir şey söylemeyeceğine dair bana söz vermiştin. | Open Subtitles | لإنك وعدتني ان لا تقل شيئا |
| Böyle olmayacağına söz vermiştin. | Open Subtitles | وعدتني ان لا يكون الأمر هكذا |
| - Yapmayacağına söz vermiştin. | Open Subtitles | - وعدتني ان لن تفعل |