"وعرة" - Translation from Arabic to Turkish

    • sarsıntılı
        
    • engebeli
        
    • zorlu
        
    • çetin
        
    • arazi
        
    Otobüs yolculuğunun biraz sarsıntılı olduğu düşünülünce ve nitrojeni de biliyorsunuz. Open Subtitles كما ترى كيف تكون رحلة الحافلة وعرة قليلاً، وكما تعرف النيتروجين.
    Tabi, bir de kötü yönü vardır, yolculuğunuz çok sarsıntılı olacaktır. Open Subtitles بالطبع، السيئة الوحيدة، أنه يسير بطريقة وعرة
    Kemerlerinizi bağlayın Buy Morialılar. sarsıntılı bir yolculuk olacak. Open Subtitles اربطوا الاحزمة, اشتروا المزيد من المسكنات, فنحن ذاهبون في رحلة وعرة
    Bu, antik dünyada bunu yapabilmenin tek yoluydu çünkü engebeli yollarda yiyecek taşımak çok zordu. TED كانت هذه هي الطريقة الوحيدة الممكنة في العالم القديم لأنه كان صعباً جداً نقل الغذاء عبر الطرق التي كانت وعرة
    Pekâlâ, orasi oldukça engebeli bir arazi. Uzaga gidemezler. Open Subtitles حسناً، هذه منطقة وعرة ولا يمكنهم أن يبتعدوا كثيراً إن مشوا على الأقدام
    zorlu bir arazi. Buralarda kaybolmak çok kolaydır. Bak. Open Subtitles لأان التضاريس وعرة هنا ، فمن السهل ضياع الأشخاص ، انظرى
    Kışın sert şartlarında, çetin bir spora dönüştü. Open Subtitles تحديات الشتاء القاسية تتحول إلى رياضة وعرة.
    Burası kurak ve çorak bir arazi yine de epeyce örümcek var. TED هذه تضاريس وعرة وقاحلة، ومع ذلك، تتواجد هنا بعض العناكب.
    Bunun sarsıntılı olduğunu sanıyorsan ...bir de Vietnam ormanında yola koyulduğumuzda gör. Open Subtitles هذا الاضطراب سوف يفزعه جدا. هل تعتقد انه وعرة هنا قليلا.
    Ben de seni uyarayım. Ben de sarsıntılı bir yolculuk temenni ediyorum. Open Subtitles حَسناً، أنا يَجِبُ أَنْ أُحذّرَك، أَتمنّى لa جولة وعرة.
    Tutunun, beyler. sarsıntılı bir yolculuk olacak. Open Subtitles تماسكوا يا رفاق ، فستكون تلك رحلة وعرة
    Kusura bakma dostum. Biraz sarsıntılı da. Open Subtitles آسف يا رفيقي الطريقّ وعرة قليلاً هنا
    Ne pis, ne sarsıntılı bir yol oldu, değil mi? Open Subtitles يا لها من جولة وعرة وسيئة ؟
    Çok sikici ve sarsıntılı bir yolculuk olacak. Open Subtitles ستكون رحلة وعرة لعينة
    Sıkı tutun. Yolculuk sarsıntılı geçecek gibi. Open Subtitles تماسك فالطريق ستكون وعرة
    Sıkı tutun. Yolculuk biraz sarsıntılı geçecek. Open Subtitles تماسك فالطريق ستكون وعرة
    Efendim, saygısızlık etmek istemem ama arazi öyle engebeli ki harita ya da rehber olmadan ilerleyebileceklerini sanmıyorum. Open Subtitles سيدى , مع كل الإحترام العميق .. تلك التضاريس وعرة لا يمكننى تخيل إجتيازها بدون خريطة أو دليل
    arazi biraz engebeli. Yerlerinizi korumaya çalışın. Open Subtitles التضاريس هنا وعرة قليلاً حاولوا أن تنتبهوا
    Burası Fujian Eyaleti granitten oluşan dağlarla çevrili bu engebeli arazi, Çin'in en eski geleneklerinin hala ayakta kalmasına yardım ediyor. Open Subtitles هذه مقاطعة فوجيان تضاريس وعرة حذر بجبال الصوان المطلقة الذي ساعد لصياغة وإبقاء
    Orada mutlu olduğum izlenimim vermiş olabilirim ve belki de eninde sonunda mutlu olurum sanıyordum ama gerçeği söylemek gerekirse engebeli bir süreç oldu. Open Subtitles ربما أعطيتك الانطباع أنني كنت سعيدة هناك وربما يحدث هذا في النهاية لكن الحقيقة هي أن الطريق كانت وعرة
    Burası zorlu bir arazi. İhtiyacınız olabilir. Biz idare ederiz. Open Subtitles إنها منطقة وعرة ربما ستحتاج إليها، سنتكفَّل بأمرنا
    arazi çok çetin, karla kaplı değilken bile öyle. Open Subtitles التضاريس وعرة للغاية بغض النظر عن كونها مغطاة بالثلوج

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more