Ve biliyordum ki bir gün, toplumuma, bir şey; küçük bir şey katacaktım. | TED | وعلمت أنه في يوم ما وأود أن أساهم في شيء، ولو كان أمرا بسيطا لمجتمعي. |
O zamanlar, 35 yaşındaydım ve bunun, doğuştan özürlü bir çocuğumuz olma ihtimalinin yüksek olduğu anlamına geldiğini biliyordum | TED | حينها، كنت في ال 35 من عمري وعلمت أنه لدينا نسبة مخاطرة مرتفعة أن ننجب طفلًا بعيب خلقي |
Sıcak mı diye kapıya baktım. Açmamam gerektiğini biliyordum. | Open Subtitles | تحققت من حرارة الباب وعلمت أنه لا يجدر بي فتحه |
Bir kaç yıl önce burayı kapatmıştılar ve olay yerlerinin çoğuna yakın olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | أقفلوه بضع سنوات سابقا وعلمت أنه قريب من معظم أمان الجثث |
Işıkları yanıyordu, ve arabası garajdaydı. Bu yüzden evde olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | كانت الأنوار مضائة وشاحنته في الطريق وعلمت أنه في المنزل |
Ve eğer profesyonel bir vantrolog olacaksam profesyonel bir fotoğrafa ihtiyacım olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | وعلمت أنه إن أردت أن تصبح هذه العروض عروض متلكم من البطن احترافية فأنا بحاجة إلى مصور محترف |
Ve benim yerime seni seçmesinin altında bir şey olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | وعلمت أنه كـان هناك سبب لإختيارها لك بدلا منّي. |
Ve bunun mesleki olarak bana yarardan daha çok zarar getirmesinin muhtemel olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | وعلمت أنه ممكن أن يصيبني بضرر أوسع مهنياً أكثر مما سيفيدني |
Beş numara kapıdan girdi o olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | مشى رقم خمسة إلى الصف وعلمت أنه كان الفاعل |
Sonunda kilo kaybetmeye ihtiyacım olduğuna karar verdim ve başarabileceğimi biliyordum çünkü önce de defalarca yapmıştım bu yüzden eskisinden daha az yemeye başladım. | TED | حسناً، في النهاية قررت أنه يجب علي أن أخسر وزن، وعلمت أنه كان بوسعي ذلك لأني قمت بالأمر العديد من المرات في السابق، لذا ببساطة توقفت عن أكل نفس الكميات. |
Tamam mı, hamile olduğunu ve benden olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | حسناً؟ علمت بحملها وعلمت أنه مني |
Mantıklı bir plânla geldi ve işe yarayacağını biliyordum. | Open Subtitles | عرضت خطة جيدة وعلمت أنه بامكاني تحقيقها |
Oyunculuğa bir şans daha vermek istediğimi biliyordum, çünkü --yineliyorum, bu benim-- bana göre askeriyeyle karşılaştırıldığında sivil problemleri hafifti. | TED | وعلمت أنه كان علي اعطاء مهنة التمثيل فرصة اخرى، لأنه -- مجدداً، هذا أنا – اعتقدت ان جميع المشاكل المدنية هي صغيرة بالمقارنة مع الجيش. |
Bunu gördüm, o olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | رأيت هذا وعلمت أنه هو |
Oraya vardığımda, onun orada olacağını biliyordum. | Open Subtitles | وعلمت أنه في حين وصولي ...هو سيكون هناك |
Seni bana geri getireceğini biliyordum. | Open Subtitles | وعلمت أنه سيقودك إلى هنا |
Ve yapacağımı biliyordum. | Open Subtitles | وعلمت أنه بوسعي فعلها |