Sonunda aramız düzeldi zannediyordum, bilirsin işte, önceki halimize nazaran. | Open Subtitles | خلت أننا نصبح على وفاق أخيراً تعلم، نأخذ بعين الإعتبار |
Evet, eminim ağrı kesici etkisini kaybedince sinirli olacağım ama şimdilik, Sorun yok. | Open Subtitles | متأكّد من أنّه عندما يزول تأثير المسكّن، سأغضب -ولكنّنا على وفاق للوقت الراهن |
Birbirimize sarılıp ikimizin de aynı şeyi istediğine emin olmaya ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيك ان نجتمع فى المستقبل و نتأكد اننا على وفاق ؟ |
Çok iyi Anlaştık ama merkeze inmek istemiyor. | Open Subtitles | كان بيننا وفاق جيد و لكنه لم يقبل النزول إلى أسفل المدينة اذا فهمتي قصدي |
Gayet iyiyiz aslında. Fena değiliz. Sanki hiçbir şey değişmemiş gibi. | Open Subtitles | يتغير لم شيئاً وكأن وفاق, وعلى بخير, نحن |
Onun yerine aramızın ne kadar iyi olduğu hakkında bir kompozisyon yaz. | Open Subtitles | بدلاً من ذلك, اكتبِ مقالة عن كيف انا و انتِ على وفاق. |
Ama şuanda aramız çok iyi değil, özellikle de konu Elena olunca. | Open Subtitles | لكنّي وإيّاه لسنا على وفاق الآن ليس حينما يكون الأمر متعلّقًا بها |
Mesela ben ve Rachel... ve Mercedes, onunla konuştum, aramız iyi. | Open Subtitles | كعني أنا و ريتشل و مرسيدس تحدثت معها ونحن على وفاق |
aramız iyiydi aman asla bana vasiyetinde birşeyler bırakacak kadar ileri gideceğini düşünmezdim | Open Subtitles | كنا على وفاق ولم أكن أحلم بأنها ستترك لي شيء في وصيتها |
Grubu korumaya çalışıyordun. Sorun yok. | Open Subtitles | لقد كنت تحاولين حماية الجماعة، إننا على وفاق |
Tabi eğer benim de, müvekkilinin akli sorunlarını benimle paylaştığın için, seni rapor etmemi Sorun etmeyeeceksen. | Open Subtitles | طالما اننا على وفاق بشأن اخذ تقرير على كسرك الخصوصيات لقولك ان عميلك لديه مشاكل نفسية |
Evet, ahbap. Sakinleş. Sorun yok. | Open Subtitles | نعم يا رجل، اهداء نحن على وفاق |
Bu anlaşmada, hepimizin aynı güvertede olduğundan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتأكد أننا جميعاً على وفاق فى هذه الصفقة |
Eğer lokanta işlerinde bana yardım edeceksen aynı sayfada olmamız lazım. | Open Subtitles | انظري, اذا كنتي ستساعدين في المطعم يجب أن نكون على وفاق |
Yarışmaya kadar haftasonları da dahil olmak üzere. Anlaştık mı? | Open Subtitles | من ضمنها عطلات الأسبوع هل نحن على وفاق ؟ |
Öyleyse Anlaştık. Ayrılmamız ikimiz için de en iyisi olacak. | Open Subtitles | لذلك نحن متفقان ، سننفصل ونحن على وفاق |
Bak bildiğim kadarıyla iyiyiz. | Open Subtitles | اسمع، على حد علمي نحن على وفاق |
Yani, bilirsin, biz iyiyiz. Değil mi? | Open Subtitles | لذا، نحن على وفاق حسناً؟ |
Jessica, özrünü kabul ettim. Bu aramızın düzeldiği anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | قبلت اعتذارك، ما كنت لأقول أن ذلك يجعلنا على وفاق |
Bak, tatillerle aram pek iyi değil biliyorum ama bana bir şans daha verirsen söz veriyorum kendimi affettireceğim. | Open Subtitles | أنصتي، أعلم أنني لم أكن أبداً على وفاق مع الأعياد، لكن إن أمهلتني فرصة أخرى، أعدك بالتدارك |
Annen ve ben pek her zaman iyi geçinemiyoruz. | Open Subtitles | أنا ووالدتك لم نكن على وفاق منذ وقت طويل |
Sen ve ben, bu kötülüğün ne olduğu veya onu yenecek gücün Tanrı'dan mı yoksa bilmediğim başka bir yerden mi gelip gelmediği konusunda hemfikir olmayabiliriz. | Open Subtitles | ربما لسا على وفاق بشأن كينونة هذ الشر أو أن القوة اللازمة لهزيمته تأتي من الرب أم من مكان آخر لا أفهمه |
Tamam kavgalarımız oluyor ama pek çok abi kardeşten daha iyi anlaşıyoruz. | Open Subtitles | ،أعنى,بالتأكيد نحن نتعارك لكن نحن على وفاق أكثر من معظم الإخوة |
İspanyol şarabıyla, Poirot'nun sindirim sistemi pek iyi anlaşamıyor. | Open Subtitles | ــ ليس لي ، شكرا آنستي النبيذ الإسباني و جهاز هضم بوارو ليسا على وفاق ودي |
Evet, şimdilik tamamız. | Open Subtitles | أجل بالوقتِ الراهن نحنُ على وفاق. |
Evet, annemle ben de anlaşamazdık. | Open Subtitles | نعم ، أنا وأمي لسنا على وفاق ، أيضاً |