"وفكرت أنه" - Translation from Arabic to Turkish

    • düşündüm
        
    • ve
        
    Fark yaratmakla ilgili söylediklerini düşündüm ve sanırım, burada sanat yapmaktansa orada barış sağlayabilirsem daha büyük bir fark yaratırım. Open Subtitles فكرت حول ما قلته لي حول صنعي للفارق. وفكرت أنه يمكنني إحداث فرق بصنع السلام هناك. عوض رسم لوحات هنا.
    Kolyeye baktım ve şöyle düşündüm, "Eğer evimde bir kolye baskısı yapabiliyorsam, kıyafetlerimi neden evimden yapmayayım?" TED لذا نظرت إلى العقد، وفكرت أنه إذا كان بإمكاني طباعة عقد في منزلي، لماذا لا أطبع ملابسي في المنزل أيضًا؟
    ve düşündüm ki, daha taze bir yaranın üzerinde sanki bir yarış varmış gibi düşünmek hayret verici birşey. TED وفكرت أنه من المدهش أن نخمن كما لو كانت منافسة، على أمر أعتبره جرحا نديا
    Vakayla ilgili dosyaları istediğini söyledi. Kendim getirirsem daha güvenli olur diye düşündüm. Open Subtitles تطلب ملفات القضية وفكرت أنه من الآمن أن أحضرها بنفسي
    Özledim seni. Belki konuşabiliriz diye düşündüm. Open Subtitles اشتقت إليكِ، وفكرت أنه ربما يمكننا التحدث
    Benimle Raymond hakkında konuşmak istediler ben de bu anın uygun olduğunu düşündüm. Open Subtitles أرادوا الحديث معى عن ريموند وفكرت أنه قد يكون الآن وقت مناسب
    Biraz konuşabiliriz diye düşündüm. Open Subtitles وفكرت أنه ربما يمكننا أنا وأنت أن نتحدّث للحظة
    Evet, doğru ama bir molaya ihtiyacım vardı... .ve yaz için üniversiteye dönmenin eğlenceli olacağını düşündüm. Open Subtitles نعم، صحيح، ولكنني احتجت إلى راحة وفكرت أنه سيكون من اللطيف أن أعود إلى الكلية في فصل الصيف
    ve düşündüm ki tekrar birlikte çalışırsak eğlenceli olabilir. Open Subtitles وفكرت أنه سيكون ممتعاً العمل معاً مجدداً
    Sadece konuşmamız gereken bir konu vardı ve ben de öncesinde böyle bir sohbetle girersem daha rahat olur diye düşündüm. Open Subtitles وفكرت أنه إذا تحدثنا به قبل أن نُبحر ربما يكون من الأفضل.
    Yeni bir Saab 95 bakıyordum ve düşmanlığı geride bırakmanın zamanı geldi diye düşündüm. Open Subtitles ‫نظرت فقط الى سيارتي الجديدة ‫وفكرت أنه حان الوقت لرمي الأحقاد القديمة خلفنا
    "10 çocuğu kurtarsam 50' si daha katılacak, bu bitmez." diye düşündüm. TED وفكرت أنه إذا ستمريت بتحرير 10 أطفال ، وأكثر من 50 طفل سينضموا ، ولكن هذا لم يحدث .
    Evimde de bulutlar boyamalıyım diye düşündüm. Open Subtitles وفكرت أنه كان علىَ ان أرسم نفس السحب فى منزله الجديد...
    ve bir erkekle beraber gidersem diye düşündüm... Open Subtitles وفكرت أنه أذا هناك رجل أتى معنا
    Dışarı koştuk ve gökyüzü hayatımda görmediğim garip bir renkteydi ve bunu programın yaptığını sanmam çünkü bu şey güçleri ve kontrollerinden öteydi. Open Subtitles ركضنا للخارج وكانت السماء تتلون بذلك اللون الغريب الذي لم أراه في حياتي أبداً وفكرت أنه لايمكن أن يكون هذا من صنع البرنامج
    ve sende onunla beraber gidersen onunla yatabileceğini mi düşündün? Open Subtitles وفكرت أنه لو بقيت معها ستحصل على معاشرة ؟
    -Evet, ailem gidiyor ve belki de Open Subtitles نعم، والديَّ سيسافرون وفكرت أنه ربما أقوم بحفلة الكريسماس.
    Bir ses duyarsan, ve babamız olduğunu düşünürsen hiç sesini çıkartma. Open Subtitles أستمع لي أذا سمعت شيئاً وفكرت أنه كان أبي،

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more