Bağışlayın beni Şahım sadık bir asker olarak Babür İmparatorluğu'nun görkemini korumak zorundayım! | Open Subtitles | اعذر وقاحتي أيها الملك ولكن لكوني خادما وفياً سأفعل ما في مصلحت المغول |
Tanrı karısını yanına alına kadar, ona sadık kalmak için porno kiralıyor. | Open Subtitles | يقوم باستئجار الأفلام الاباحية كي يظل وفياً لها ، حتى يأخذها المسيح |
Fikren karısına sadık kalamayan, ama teknik olarak ihanet etmeyecek olan Bay Wilkes. | Open Subtitles | السيد ويلكس الذي لا يستطيع أن يكون وفياً لزوجته ذهنيا وكذلك لن يكون غير وفي لها فعلياً |
- Bana sadık olmalısın. | Open Subtitles | كان يجب ان تكون وفياً .. كان يجب ان اكون حكيما |
Belki en iyi öğrencilerimden biri değildi ama sadıktı. | Open Subtitles | ربما لم يكن تلميذي الاذكى لكنهُ كانَ وفياً |
Her ikiniz de yaşadığınız sürece onu sevmeyi rahat ettirmeyi, onurlandırmayı korumayı ve ona sadık olmak için diğer herkesten vazgeçmeyi kabul ediyor musun? | Open Subtitles | تشريفها وحمايتها والتخلي عن كل الآخرين لتكون وفياً لها مهما طال بكم العمر؟ |
Osmanlı Devlet-i Aliyye'ye olan ödenmemiş borçlarının tez ödenmesini, yapılan ikili anlaşmalara sadık kalınmasını, aksi takdirde iki misli-- | Open Subtitles | أن يدفع ديونه فوراً للإمبراطورية العثمانية وعليه أن يبقى وفياً للاتفاقيات التي تم عقدها بين الأمتين |
Kazanan takımda olduğun sürece sadık olmamaları zor olacaktır. | Open Subtitles | لا يصعب أن تكون وفياً حينما تكون بالفريق الرابح. |
sadık ve itaatkardı ve önünde koskoca bir hayatı vardı. | Open Subtitles | كان وفياً مطيعاً وكانت حياته كلها امامه. |
Bizim ailemizde iyi bir insan ve sadık bir arkadaş olmak ünlü olmaktan önemlidir. | Open Subtitles | وبهذه العائلة، يجب أن تكون شخص صالح وأن تكون صديقاً وفياً.. وهذا أهمُ من الشهرة. |
Katiyen. sadık olmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | ـ أنه إذا لم أوافق، فسترحل ـ لا، كنت أحاول أن أكون وفياً |
sadık olmaya çalışılmaz. Ya sadıksındır ya değilsindir. | Open Subtitles | لا تحاول أن تكون وفياً إما أن تكون كذلك أم العكس |
Size sadık kalacağım, efendim. | Open Subtitles | سأكون وفياً لك, سيدى سأكون وفياً |
Düşünüyorum da, eğer bu kadar sadık olmasaydım arkadaşın çok seksi kadınlar içinde yüzüyor olurdu. | Open Subtitles | و طوال الوقت كنت أفكر, لو لم أكن وفياً... فتاك.. سيكون سابحاً في مجموعة كبيرة من النساء المثيرات جداً. |
Kitaba sadık kalmak istedim. | Open Subtitles | كم أتمنى أن أبقى وفياً مخلصاً لذلك |
Pansiyon Dergisinin sadık müşterisi olarak... | Open Subtitles | وكل هذا لكونك مشتركاً وفياً لمجلة "بي و بي" |
Mesela, Evlenince sana bir ömür boyu sadık kalacağını. | Open Subtitles | مثل أنه سيتزوجك و يكون وفياً إلى الأبد |
Ah iyi yürekli Gonzalo, benim gerçek kurtarıcım ve peşinden gittiği herkese sadık olan insan maddi ve manevi karşılığını ödeyeceğim hizmetlerinin. | Open Subtitles | يا "غونزالو" الفضيل, يا منقذي الحقيقي لقد عرفت كيف تبقى وفياً لسيدك سأكافؤك على جميلك ليس بالقول بل بالفعل |
Buna sadık kalacaksın ve neyin doğru olduğunu hissediyorsan onu yapacaksın ya da yapmayacaksın. | Open Subtitles | جندى كما تقول. و إما أن تبقى وفياً لذلك وتفعل ما تشعر إنه صحيح... أو لا. |
Eh, çok fazla arkadaşı yok o yüzden bence ona sadık kalırdı. | Open Subtitles | ولذا أنا أتخيل أنه سيكون وفياً |
O çalıştığı insanlara ve ülkesine sadıktı. | Open Subtitles | كان وفياً لوطنه ولمن يعمل معهم |
Bana çok iyi bir arkadaş oldun. | Open Subtitles | تشارلز " لقد كنت لى دائماً صديقاً وفياً" |
Geçen sene sadakatsizdim. | Open Subtitles | لم أكن وفياً في العام الماضي |