Size büyüleyici dememin kabalık olduğunun farkındayım ama gerçekten çok sıra dışı bir kişiliğiniz var. | Open Subtitles | أحسب أنها وقاحة أن أصفك بالمدهش ولكنك رجل شديد الندرة |
Size büyüleyici dememin kabalık olduğunun farkındayım ama gerçekten çok sıradışı bir kişiliğiniz var. | Open Subtitles | أحسب أنها وقاحة أن أصفك بالمدهش ولكنك رجل شديد الندرة |
Sevgili çocuğum, merhametin noksanlığı, gözyaşı fazlalığı kadar kaba olabilir. | Open Subtitles | عزيزتي, إنعدام الرحمة قد يكون بنفس وقاحة الدموع المبالغ بها |
Biz çocuklar, saygısız veya kaba olduğu düşünülmeden ebeveynlerimizi eleştirebilirdik. | TED | نحن الأطفال كان يُسمح لنا بنقد آبائنا دون اعتبار ذلك قلة احترام أو وقاحة منا. |
Sorun küstahlık değil, pratiklik. | Open Subtitles | انها ليست مسألة وقاحة ولكنها مسألة التنفيذ |
Size küstahça gelebilir ama benim gibi birine ihtiyacı var. | Open Subtitles | ومع أن الأمر قد يبدو وقاحة فهي تحتاج إلى شخص مثلي |
Normalde kadınların böyle konuşmasına aldırmam. Ama bu çok kabaydı. | Open Subtitles | عادةً لا أمانع كون النساء قاسيات لكن هذه وقاحة منكِ |
Bütün restoranı benim için kapattı. bizi rahatsız ediyorsun. Çok kabasın. | Open Subtitles | ،نحن نحاول التمتع بالعشاء لاثنان فقط .انت تزعج وجبة طعامنا، أنها وقاحة منك |
Aslında, bence bu düpedüz kabalık, çünkü ben senin emir erin değilim ahbap. | Open Subtitles | فى الحقيقة ، أقل ما يقال عنها وقاحة لأنني لست أنا طفلك الرضيع يا رفيق |
Kimse seni istemezken yaşaman bile kabalık ...ama bir düğüne davetsiz gelmek... | Open Subtitles | يكفيك وقاحة أنك حي برغم أن أحداً لا يريدك لكن أنت تظهر في الزفاف بدون دعوة |
Babam büyüklere ilk adlarıyla seslenmenin kabalık olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أبونا قال إن مناداة البالغين باسمهم الاول وقاحة |
Annem derdi ki, bütün kötülüklerin temelinde kabalık yatar. | Open Subtitles | ذلك فقط وقاحة. حسنا أمي كانت تقول دائما، الوقاحة أصل كل الشرور. |
Tamam, kaba olmamak gerekir, fakat burada olmanın özel bir nedeni var mı? | Open Subtitles | حسناً لا أقصد وقاحة لكن أهناك سبب لوجودك هنا؟ |
Bazı kültürlerde arkadaşlarının bilgilerini gizlice okumak kaba bir hareket olarak algılanır. | Open Subtitles | ببعض البلاد يعتبر تجسس الشخص على صديقه وقاحة |
Katılıyorum, kaba oldu. Ama özel konuşmak istedi. | Open Subtitles | أوافقك الرأي, تلك وقاحة و لكنها طلبت بعض الخصوصية |
Bir öneride bulunsam küstahlık mı etmiş olurum? | Open Subtitles | هل تعتقدين أنها وقاحة إذا تقدمت بإقتراح آخر ؟ |
- Sormam küstahça ve saygısızca olmayacaksa hangi tarafta savaştınız Bay Thomas? | Open Subtitles | هل سيكون تهور و وقاحة لو سألت في أي جانب كنت سيد, توماس؟ |
Bu söylediğim şey çok kabaydı. Çok kabaydı. Özür dilerim. | Open Subtitles | هذه وقاحة ، أعلم عندما أقول شيء وقح فأسف لهذا |
Tubby, çok kabasın. Getirecek misiniz, bayan? | Open Subtitles | هذه فعلاً وقاحة يا توبي هل سنقبل بهذا يا سيدتي؟ |
Birisinin evine habersiz gelmenin kabaca bir hareket olduğu söylendi bana hep. | Open Subtitles | قيل لي إن زيارة بيت شخص ما بلا دعوة قد تعتبر وقاحة. |
Hayır, haklı olduğumu biliyorsam... ..bunlar beni sadece daha küstah yapar. | Open Subtitles | لا، كل هذا يجعلني أكثر وقاحة عندما أعرف أنني على حق |
Diğer insanların konuşmalarını dinlememelisin. Bu kabalıktır. | Open Subtitles | لا يجب أن تصغي إلى أحاديث الآخرين فتلك وقاحة |
Umarım bunu saygısızlık olarak görmüyorsunuz. | Open Subtitles | أتمنى ان لا تعتبر هذا وقاحة |
Çok kabayım, değil mi? | Open Subtitles | كان هذا بالفعل وقاحة مني، اليس كذلك ؟ |
Ayıp olur diye telefonu cevaplamadan yapamıyorsun. | Open Subtitles | لا تستطيع تجاهل المكالمة لأن ذلك سيكون وقاحة |
- Asla, ve bunun terbiyesizlik olduğunu düşündüm. - Bunu merak etmiyorum. | Open Subtitles | مطلقا, واعتبرتها وقاحة منه لا عجب فى ذلك |
Kahvaltıdan önce içki içmeye diyeceğim yok da bana teklif edilmemesi nezaketsizlik. | Open Subtitles | لا أمانع أن يشرب الرجل ... قبل الفطور ولكنها وقاحة ألا تقدم لي الشراب |