Burada şahit olduğumuz şey çok üzücü, zalim ve acımasızca. | Open Subtitles | ،أعتقد أنّ ما نُشاهده أمرٌ وحشيّ .أمرٌ حزينٌ جدًّا وقاسٍ |
Sovyet ordusunu son derece acımasız, şiddetli bir hücumla ve iyi bir taktikle kuzeye ve doğuya doğru geri püskürteceğiz. | Open Subtitles | سندفع الجيوش السوفيتية نحو الخلف في الشمال والشرق بهجوم هائل وقاسٍ |
Cömert ve özverili bir şey yapıyorsun sonra bunu ya tahrik edici konuşmalar izliyor ya da zalim bir dobralık. | Open Subtitles | تقوم بشيء كريم وغير أناني وبعد ذلك تتبعه بشيء بغيض وقاسٍ صِرف |
Senin için harika bir övgü konuşması plânlıyordum hikayeler, şiirler ve üzüm salkımına hitaben bir düzine mor renkli balon. | Open Subtitles | فظيع وقاسٍ من الداخل كنتُ أخطط لتكريم عظيم من أجلك.. قصص وقصائد ودزينة من البالونات البنفسجية |
Taleplerin gereğince süratli, kesin ve ağır bir ceza almalıdır. | Open Subtitles | الضرورة تتطلب محاكمتها بشكل سريع، حكم مؤكد وقاسٍ. |
Uyumsuz ve ölçüsüzsün. İnsanlar sana nasıl davranacağını bilemiyor. | Open Subtitles | أنت متقلّب المزاج وقاسٍ وهم لا يعرفون كيف يتعاملون معك |
Burada kışlar uzun ve çetindir. | Open Subtitles | الشتاء هنا طويل وقاسٍ |
Takıntılıydın ve insafsızca baskı kurdun. | Open Subtitles | كنت مفـرطاً وقاسٍ في السيطرة |
Miles, başlangıçta sana sadıktı fakat onları kendinden uzaklaştıracak kadar çok paranoyak, ...gaddar ve kaçıktın. | Open Subtitles | كان (مايلز) موالي لك في البداية، لكنّكَ كنت شكّاكاً للغاية، وقاسٍ ومعتوه لدرجة أنّك ابعدتهم عنك. |
Tanrım. Çok sert ve acımasız. | Open Subtitles | يا إلهي فولاذي وقاسٍ جداً |
Bencil ve kalpsizin tekisin. | Open Subtitles | أنتَ أنانيّ وقاسٍ |
Ahmaklık, ahmaklık, ahmaklık ve zalimlik ve büyük ahmaklık! | Open Subtitles | "أحمق، أحمق، أحمق وقاسٍ وفي غاية الحمق" |
Çok kurnazca ve soğukçaydı. | Open Subtitles | بارع جدًّا وقاسٍ. |
Dar görüşlü ve zalim. | Open Subtitles | مثيرٌ للشفقة وقاسٍ. |
İşte Mars, soğuk ve misafirperver değil. | Open Subtitles | هناك (المرّيخ)، بارد وقاسٍ. |
Evet. Küçük ve acımasız. | Open Subtitles | صغير وقاسٍ. |