| Garip Yani, Phoebe sadece denir ve onun evinde olduğunu söyledi. | Open Subtitles | هذا غريب ، فقد اتصلت فيبي وقالت أنها كانت في شقتها |
| Ona ciddi olup olmadığını sordum ve o da ciddi olduğunu söyledi, bu yüzden onun üzerinden para kazandım ve 35 dolar topladım. | Open Subtitles | يجب أن أفكر بالطهي كمجال لذا سألتها إن كانت تعني ذلك حقا وقالت أنها تعنيه لذا صنعت البعض وبعته عليها مقابل 35 |
| Meşgul olduğunu söyledi. Uykusuzlukdan yorgun düşmüş.. | Open Subtitles | وقالت أنها كانت مشغولة في الآونة الأخيرة وحرم من النوم. |
| - Arizona'da olduğunu söyledi öyle mi? - Evet! | Open Subtitles | ــ نعم ، لقد اتصلت بي ، أمس ــ وقالت أنها في اريزونا |
| Buraya ilk gelişi olduğunu söyledi ve yabancılara bir şeyler söylemek alışkanlığı değilmiş. | Open Subtitles | وقالت أنها لم تأت إلى هنا من قبل وأنها ليست معتادة على محادثة الغرباء |
| Süperdi. 2 yıl sonra bir telefon geldi ve bir çocuğumuz olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد كُنت مجنون ،بعد عامين أتصلت بى وقالت أنها أنجبت طفل. |
| Tuhaf. Bir kadın aradı ve acil olduğunu söyledi.. | Open Subtitles | هذا غريب ، لقد اتصلت امرأة وقالت أنها حالة طارئة |
| Arayıp, bu gece eve gelemeyeceğini, fotoğraf çekimi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد اتصلت وقالت أنها لن تأتي للمنزل الليلة لديهم جلسة تصوير |
| Üst kata çıktık. Bize göstereceği harika bir şey olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد صعدنا للطابق الأعلى, وقالت أنها سترينا شيءً رائعاً |
| Dün genç bir bayan bana iltifatta bulundu, vaazlarımdan birini duymuş dinlediği en iyi vaaz olduğunu söyledi. | Open Subtitles | إذاً، سيدة صغيرة منحتنيِ مجاملة جميلة بالأمس. قالت أنها سمعت أحدي خطبيِ. وقالت أنها أفضل خطبة سمعتها فى حياتها. |
| Bizim adımıza mutlu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | في الواقع، وقالت أنها كانت سعيدة بالنسبة لنا. |
| Ev sahibini bulup onunla konuştum ve annenden haber alamadığını ve annenin dört aylık kira borcu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | تتبعت مؤجرتها وقالت أنها لم تسمع خبراً من والدتك وأن أمك تدين لها بإيجار 4 أشهر |
| Burada rüzgarı hissedemiyorum ama az önce yanımdan geçen bakıcılardan birine havanın nasıl olduğunu sordum ve o da, ılık olduğunu söyledi, sanki erimiş tereyağı gibi. | TED | لا يمكنني الاستمتاع بالريح، ولكني سألت أحد القائمين بما شعرعند تجربته ذلك، وقالت أنها الأمر يبدو دافئا، مثل الزبدة الذائبة. |
| Neyse ki o tatlı kız, ne kadar zor durumda olduğumu gördü de, kendi fikri olduğunu söyledi. | Open Subtitles | .. لحسن الحظ، تلك الفتاة اللطيفة رأت أنني في مأزق وقالت أنها كانت فكرتها - بالطبع ستفعل ذلك - |
| Montreal'deki ilk görüşmemizden birkaç ay sonra bana telefon açtı, hamile olduğunu söyledi ve babasının ben olduğumu düşündüğünü söyledi. | Open Subtitles | بعد عدة أشهر من إتصالي الأول معها في (مونتريال), إتصلت بي وذكرت بأنها حامل. وقالت أنها إعتقدت بأني كنت الأب. |
| Çocukluktan beri yanında olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقالت أنها تعيش معه منذ أن كان طفلاً |
| dedi. Ve bunun oldukça da sıkıcı bir film olduğunu söyledi. | TED | وقالت أنها أقرب إلى فيلم ممل |
| Fakat o sabah marketten birkaç şeye ihtiyacı olduğunu söyledi. Orayı aradı.istediklerini eve getirmesi için birini göndermelerini istedi. | Open Subtitles | لم أعد اتذكر اي شىء،لقد إتصلت ب(نجوشيه)وقالت أنها تريدشىء ما |
| Bir de hatasının farkında olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقالت أنها تعرف خطأها |
| Kraliçeyle beraber olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقالت أنها كانت مع الملكة |